8 Mart 1857 yılında Amerika’nın New York şehrindeki acı olayı her yıl bugün andıklarını belirten Alagöz, “Amerika’nın New York şehrinde Tekstil işinde çalışan binlerce erkek ve kadın işçi, düşük ücretlerini, uzun çalışma sürelerini, dayanılmaz çalışma koşullarının düzeltilmesi için başlattıkları grev New York polisi tarafından vahşice ezilmiş, çıkan yangınlarda 129 kadın işçi yanarak hayatını kaybetmiştir. Emekçi kadınların erkeklerin yanında gösterdikleri bu onurlu yiğit mücadele destanlaşmış hatıraları tüm dünya işçilerine mücadelelerinde, ilham kaynağı, yol gösterici olmuştur. 26-27 Ağustos 1910 da Kopenhag’da toplanan uluslararası Sosyalist kadınlar konferansında, 1857 New York’taki grevde ölen kadın işçilerin anısına 8 Mart günü, delege Clara Zetkin ‘in önerisi ile Dünya Emekçi kadınlar günü olarak kabul edilmiştir. Kapitalist batı dünyası emekçi kadınların bu uluslararası mücadele ve dayanışma gününü onlarca yıl tanımamış ancak 1977 yılında birleşmiş milletler genel kurulunda emekten korkanlar tarafından emekçi sıfatı çıkarılıp dünya kadınlar günü olarak 8 Mart kutlama günü ilan edilmiştir” diye konuştu.
“TEK ÇÖZÜM ATATÜRK’ÜN DEVRİMLERİNİ UYGULAMAKTIR”
Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk’ün devrimleriyle eşitlik kazanan kadınların günümüz sorunlarını da ancak Atatürk’ün devrimlerini uygulayarak çözebileceğinin altını çizen Alagöz, açıklamasını şu şekilde devam ettirdi: “Ülkemizde Cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren, Atatürk devrimleri ile kadınlarımız erkeği ile birlikte eşit ve onurlu yurttaşlar haline getirilmiş, birlikte üreten, birlikte tüketen seçme ve seçilme hakkı başta olmak üzere en ileri medeni haklara sahip mutlu yurttaşlar olması sağlanmıştır. Günümüzde Cumhuriyetimizin temel ilkelerini içlerine sindiremeyen iş birlikçi iktidarlar tarafından kadınlarımız eğitim ve üretimden uzaklaştırıcı politikaların baskısı altına alınmış, kadın üretimden kopartılıp köleleştirme sürecine sokulmuştur. Kadınlarımıza kölelik layık görülmektedir. Geriye gidiş hız kazanmıştır. Eve hapsedilen kadın her türlü zorbalığa, şiddete taciz ve tecavüze uğramaktai töre cinayetleri ile can vermektedir. Cumhuriyetimizin ilk yıllarında asla göremeyeceğimiz bu durumlar, günümüzde olağan olaylar halini almıştır. Kadınlarımızın bu sorunları ancak üretime katılıp iş sahibi olup özgürleşmeleri ile son bulacaktır. Bu ancak Atatürk’ün halkçı, devrimci siyasi ve ekonomik programını uygulamakla mümkündür başka çözüm yoktur. Vatanı olmayanın hakları da olmaz. Görevimiz Mehmetçiğin yanında yer almak vatanın bütünlüğü ve milletin birliği konusunda toplumun vicdanı olup tüm milleti birleştirmektir. Ayrıca ülkemiz Amerikancı FETÖ’ye karşıda ciddi bir mücadele yürütüyor. Bizleri gerileştirmeye, güçsüzleştirmeye çalışan bu kalkışma girişimlerine sonuna kadar karşısında olacağımızı buradan ilan ediyoruz.”