Bir dönem Alanya Limanı'nda bulunan Balıkçılar Kahvesi'nin eski işletmecisi Tevfik Aşlama ile Alanya Limanı'nın işletmecisi Alanya Liman İşletmeleri Denizcilik Turizm Anonim Şirketi (ALİDAŞ) arasındaki hukuk mücadelesi sürüyor. Aşlama tarafından yapılan başvuru üzerine, Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın, 25 Şubat 2013 tarihli ve 2013/41 nolu kararında 70 ortaklı ALİDAŞ yöneticilerine ertelenemez hapis cezası verildiği ortaya çıktı. ALİDAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Taç, ALİDAŞ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Müfit Kaptanoğlu ve ALİDAŞ İşletme Müdürü Tahir Güler hakkında "Kamu Kurum ve Kuruluşları ve benzeri Tüzel Kişiliklerin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık, Resmi Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek" suçlamalarıyla açılan davanın iddianamesi dosyaya şöyle yansıdı:
'ÜÇ SENETTE OYNAMA YAPILDI' İDDİASI
"Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bila tarih ve 2011/1803 esas 2011/71 nolu iddianamesi ile, müşteki vekili aracılığıyla Cumhuriyet Başsavcılığımıza yaptığı 06/04/2010 tarihli müracaatında özetle, ortağı olduğu Aşlama-Mut Ltd. Şti'nin şüpheliler Müfit Kaptanoğlu ve Kerim Taç'ın yetkilisi olduğu ALİDAŞ isimli şirketin dokuz yıllık kiracısı olduğunu, şüphelilerin Alanya 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/66 Esas sayılı dosyası üzerinden toplam 87.500 Euro'luk icra takibi başlattığını, takip konusu senetlerin dokuz yıl önce kira borcuna karşılık olarak bedelleri yazılı ancak vade ve tanzim tarihleri açık şekilde verildiğini, kira bedeli ödenince de karşılıksız kaldığını, bu senetleri istediğini ancak bugüne kadar verilmediğini ve icra takibine konulduğunu, şüphelilerin senet sanki yeni tanzim edilmiş gibi vade ve tanzim tarihi koyarak icraya koyduğunu, senet üzerinde yapılacak adli tıp incelemesi ile senetlerin vade ve düzenleme tarihinin yeni atıldığının saptanabileceğini, Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/53 Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açıldığını, şüphelilerin sözkonusu davada senetlerin dayandığı hukuki temeli açıklamaktan imtina ettiğini, tüm bu nedenlerle şikayetçi olduğunu beyan etmesi üzerine soruşturma işlemlerine başlanıldığı, Cumhuriyet Başsavcılığımızca bedelsiz senedi kullanmak suçundan yürütülen soruşturma neticesinde "Senetlerin üzerinde kira borcuna karşılık düzenlenip imzalandığı ve şüphelilere verildiğini gösterir herhangi bir ibare bulunmadığı, 1988/1-1989/2 sayılı içtihatı birleştirme kararı (imzası atılarak verilmiş senetlerin anlaşmaya aykırı doldurulması veya bedelsiz senedin tekrar kullanılması hallerinde bu durumların ancak yine yazılı delille ispatının gerektiği, tanık dinletilerek ispatının mümkün olmadığı)" gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, müştekinin vekili aracılığıyla sözkonusu karara "senetler üzerinde tanzim tarihi ve vade tarihi eklenmek, ayrıca ne için verildiğine ilişkin şerhler çıplak gözle anlaşılamayacak surette kazınıp silinerek ya da kimyasal maddelerle yok edilerek bedelsiz kalan senetlerin takibe konulduğu!' gerekçesiyle karara itiraz ettiği, Manavgat Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2010/2314 D.İş nolu kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırıldığı ve yeniden soruşturma işlemlerine başlanıldığı, Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/53 Esas sayılı dosyasında devam eden menfi tespit davasında sözkonusu senetler üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın 07/02/2011 tarihli raporu ile her üç senette de bedeli yazısından sonra evvelce yazılmış olan "kira" yazılarının silinmiş olduğu, silinen bu "kira" yazılarına ait halen baskı izlerinin mevcut olduğu, özetle her üç senette de oynama yapıldığı, inceleme konusu senetlerde kullanılan kalem mürekkeplerinde yazı yaşı tayinine yarayan ve halen kullanılan bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından sorulan hususlar hakkında zaman dilimleri açısından herhangi bir tespite gidilemediğinin bildirildiği, şüpheliler Kerim Taç ve Müfit Kaptanoğlu'nun savunmalarında ALİDAŞ Alanya Liman Deniz İşletmeleri A.Ş'nin yönetim kurulunda görev yaptılarını, şirketi temsile yetkili olduklarını ancak şirketteki konumları gereği senetleri görmelerinin mümkün olmadığını, suçsuz olduklarını beyan ettikleri, diğer şüpheli Tahir Güler'in savunmasında ALİDAŞ Alanya Liman Deniz İşletmeleri A.Ş.'de müdür olarak görev yaptığını, senetleri şirket defterlerini incelerken bulduğunu, avukata teslim ettiğini, senetlere herhangi bir ekleme yapmadığını, suçsuz olduğunu beyan ettiği, her ne kadar sahtecilik eyleminin kim tarafından gerçekleştirildiği tespit edilememiş ise de, şüphelilere atılı "Resmi Belgede Sahtecilik" suçunun tanımlı olduğu 5237 Sayılı TCK'nın 204/1 maddesinde "Sahte resmi belgeyi kullanan" kişinin de cezalandırılacağının düzenlendiği, üzerinde sahtecilik yapıldığı sabit olan senetlerin şüpheliler Kerim Taç ve Müfit Kaptanoğlu'nun yetkilisi oldukları ALİDAŞ Alanya Liman Deniz İşletmeleri A.Ş. tarafından Alanya 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/66 esas sayılı dosyasında icra takibine konulduğu, senedin icra takibine konulmasının "kullanma" olarak değerlendirileceği, ayrıca icra dairelerinin kamu kurumu niteliğinde olması ve sahte belge ile icra daireleri vasıtasıyla tahsilat yapmaya çalışmaları nedeniyle, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik olmak üzere iki ayrı suçun oluştuğu, şüpheli Tahir Güler’in senetleri kendisinin avukata teslim ettiğine ilişkin beyanı, şüpheliler Kerim Taç ve Müfit Kaptanoğlu'nun da şirket yetkilisi olduklarına ilişkin ticaret sicil memurluğu cevabi yazısı birlikte değerlendirildiğinde, tüm şüphelilerin her iki suçtan da birlikte sorumlu olduklarının kabul edilmesi gerektiği anlaşıldığından bahisle sanıkların eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK'nun 37/1 maddesi delaletiyle 158/1-d, 204/1, 53,54. maddeleri gereğince cezalandırılmaları talebiyle mahkememize kamu davası açılmıştır."
İŞTE MAHKEME KARARI
Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, yapılan yargılama sonucu kararını şöyle açıkladı:
"... Bu dosyada senetlerle ilgili olarak Adli Tıp incelemesi yaptırıldığı ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın 07/02/2011 tarihli raporu ile her üç senette de bedeli yazısından sonra evvelce yazılmış olan "kira" yazılarının silinmiş olduğu, silinen bu "kira" yazılarına ait halen baskı izlerinin mevcut olduğu, özetle her üç senette de oynama yapıldığı, inceleme konusu senetlerde kullanılan kalem mürekkeplerinde yazı yaşı tayinine yarayan ve halen kullanılan bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından sorulan hususlar hakkında zaman dilimleri açısından herhangi bir tespite gidilemediğinin bildirildiği, senetlerin iğfal kabiliyetini haiz olduklarının mahkememizce belirlendiği, zira bu senetlerin takibe konulması sırasında "kira" yazılarının silinmiş olmasının dikkat çekmediğinin anlaşıldığı, ayrıca Cumhuriyet Savcısı tarafından soruşturma sonunda takipsizlik kararı verildiğine ve kararda bu yazıların silinmiş olduğunun tespit edildiğine dair bir ibare olmadığına göre senetlerin iğfal kabiliyetini haiz olduğunun anlaşıldığı, takipsizlik kararının Manavgat Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kaldırıldığı, sanık müdafilerinin senetlerdeki bu yazıların gerçekte olmadığı ancak senetlerin dosyaların gidiş gelişi esnasında alınmış olabileceklerine dair savunmanın itibar edilebilir olmadığı, gerek bağlantılı Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/166 E. Sayılı istirdat doyasında alman bilirkişi raporu, gerekse mahkememizce alına bilirkişi raporunun ALİDAŞ şirketinin sebepsiz zenginleştiğini ve katılan tarafından yapılan ödemeleri tespit ettiği, sanıklar Kerim Taç ve Müfit Kaptanoğlu'nun savunmalarında ALİDAŞ Alanya Liman Deniz İşletmeleri A.Ş.'nin yönetim kurulunda görev yaptıklarını, şirketi temsile yetkili olduklarını ancak şirketteki konumları gereği senetleri görmelerinin mümkün olmadığını, suçsuz olduklarını beyan ettikleri, diğer şüpheli Tahir Güler'in savunmasında ALİDAŞ Alanya Liman Deniz İşletmeleri A.Ş.'de müdür olarak görev yaptığını, senetleri şirket defterlerini incelerken bulduğunu, avukata teslim ettiğini, senetlere herhangi bir ekleme yapmadığını, suçsuz olduğunu beyan ettiği, üzerinde sahtecilik yapıldığı sabit olan senetlerin sanıklar Kerim Taç ve Müfit Kaptanoğlu'nun yetkilisi oldukları ALİDAŞ Alanya Liman Deniz İşletmeleri A.Ş. tarafından Alanya 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/66 esas sayılı dosyasında icra takibine konulduğu, senedin üzerindeki "kira" yazıları silinerek ecrimisil borcu için verilmiş gibi kullanılmasının resmi belgeyi bozma olarak değerlendirilmesi gerektiği, yani katılan vekilinin 06.04.2010 havale tarihli ilk dilekçesinde de 'silinti' şeklinde tarif ettiği tahrifat dolayısıyla resmi evrakı bozmak, mezkur belgenin 05.01.2010 günü icra takibine konmasıyla da nitelikli dolandırıcılık suçlarının sübuta erdiği ancak maksat hasıl olmadığı için her iki suçun da teşebbüs aşamasında kaldığı, belirtilen rapor içeriğine göre, tahrifat bu senetlerin ecrimisil değil ve fakat kira borcu ilişkisine bağlı olarak düzenlenip verildikleri gerçeğini değiştirmek için yapıldığından yani ecrimisil alacağı sübuta ermediğinden dolandırıcılık suçu yönünden TCK'nun 59. maddesinin uygulanma imkanının olmadığı anlaşıldığından sanıkların 5237 sayılı TCK'nın 37/1. maddesi göndermesiyle 158/1.d, 35/2, 53; 205, 35/2, 53. maddeleri gereğince ayrı ayrı cezalandırılmalarına, Adli Emanetin 2011/374 Esas sırasında kayıtlı senetlerin dava dosyasında delil olarak saklanmasına, sanık Tahir Güler yönünden şartlar oluştuğundan hakkındaki hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına, sanıklar Kerim Taç ve Müfit Kaptanoğlu hakkında daha önce de hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşıldığından yeniden suç işlemeyeceklerine dair olumlu kanaat oluşmadığından bu sanıklar yönünden CMK'nun 231/5 ve TCK'nın 51. Maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Sanıklar Tahir Güler, Müfit Kaptanoğlu ve Kerim Taç'ın katılan Tevfik Aşlama'ya yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK'nun 158/1-d maddesi gereğince suçun işleniş biçimi, sanıkların amaç ve saikleri, meydana gelen zarar gözetilerek takdiren ayrı ayrı 2 YIL HAPİS ve 100 GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMALARINA,
Sanıkların eylemi teşebbüs aşamasında kaldığından cezalarından TCK'nın 35. maddesi gereğince takdiren 1/4 oranında indirim yapılarak sanıkların ayrı ayrı 1 YIL 6 AY HAPİS VE 75 GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMALARINA,
Sanıkların duruşmadaki iyi halleri lehlerine hafifletici neden kabul edilerek cezalarından TCK'nın 62. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak sanıkların ayrı ayrı 1 YIL 3 AY HAPİS VE 62 GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMALARINA,
Sanıklara verilen gün adli para cezasının, suçun işleniş biçimi; sanıkların şahsi ve sosyal durumları ile ekonomik durumları göz önüne alınarak TCK'nın 52/2 maddesi uyarınca günlüğü taktiren 20 TL'den hesaplanarak sanıkların ayrı ayrı 1240 TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMALARINA,
Sanıklara verilen adli para cezasının sanıkların ekonomik ve şahsi halleri dikkate alınarak 5237 sayılı TCK’nun 52/4 maddesi gereğince taksitlendirilerek l’er ay ara ile 5 eşit taksite bölünmesine, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceğinin ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına (ihtar edilemedi)
Sanıklar Kerim Taç ve Müfit Kaptanoğlu'nun geçmişteki halleri dikkate alındığında yeniden suç işlemeyeceklerine ilişkin mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından, sanıklar hakkında TCK'nın 51 ve CMK'nın 231/5 maddelerinin uygulanmasına takdiren ve yasa gereği yer olmadığına,
Sanık Tahir'in daha evvel kasıtlı bir suçtan mahkum olmaması, yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde kanaate varılması ve herhangi bir zararın doğmadığı düşünülerek 5271 S. CMK’nın 231/5 maddesi gereğince sanık hakkındaki HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,
Sanığın 5271 sayılı kanunun 231/8 maddesi gereğince 5 yıl süreyle denetime tabi tutulmasına, sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına takdiren YER OLMADIĞINA,
Sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemediği takdirde 5271 S. CMK’nın 231/10 maddesi gereğince açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak davanın düşmesine karar verileceğinin sanığa ihtarına, (ihtar edilemedi)
Sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi halinde 5271 S. CMK'nun 231/ll maddesi gereğince hükmün açıklanacağının ihtarına (ihtar edilemedi) Sanıkların TCK'nın 53/1 maddesinde belirtilen ve 53/3 maddesindeki kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanıkların mahkum oldukları hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, 53/3 maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmalarına,
2- Sanıklar Tahir Güler, Müfit Kaptanoğlu ve Kerim Taç'ın resmi belgede sahtecilik suçundan eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK'nun 205 maddesi gereğince suçun işleniş biçimi, sanıkların amaç ve saikleri, meydana gelen zarar gözetilerek takdiren ayrı ayrı 2 YIL HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMALARINA,
Sanıkların eylemi teşebbüs aşamasında kaldığından cezalarından TCK'nın 35. maddesi gereğince takdiren 1/4 oranında indirim yapılarak sanıkların ayrı ayrı 1 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMALARINA,
Sanıkların duruşmadaki iyi halleri lehlerine hafifletici neden kabul edilerek sanıkların cezalarından TCK'nın 62 maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak sanıkların ayrı ayrı 1 YIL 3 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMALARINA,
Sanıklar Kerim Taç ve Müfit Kaptanoğlu'nun geçmişteki halleri dikkate alındığında yeniden suç işlemeyeceklerine ilişkin mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından sanıklar hakkında TCK'nın 51 ve CMK'nın 231/5 maddelerinin uygulanmasına takdiren ve yasa gereği yer olmadığına,
Sanık Tahir'in daha evvel kasıtlı bir suçtan mahkum olmaması, yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde kanaate varılması ve herhangi bir zararın doğmadığı düşünülerek 5271 S. CMK’nın 231/5 maddesi gereğince sanık hakkındaki HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,
Sanığın 5271 sayılı kanunun 231/8 maddesi gereğince 5 Yıl süreyle denetime tabi tutulmasına, sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına takdiren YER OLMADIĞINA,
Sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemediği takdirde 5271 S. CMK’nın 231/10 maddesi gereğince açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak davanın düşmesine karar verileceğinin sanığa ihtarına, (ihtar edilemedi)
Sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi halinde 5271 S. CMK’nın 231/11 maddesi gereğince hükmün açıklanacağının ihtarına (ihtar edilemedi)
Sanıkların TCK'nın 53/1 maddesinde belirtilen ve 53/3 maddesindeki kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanıkların mahkum oldukları hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, 53/3 maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmalarına..."
Kararın 4. sırasında ise "Sanık Kerim Taç'a Alanya 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2009/362 E. 2009/865 K. sayılı ilamı ile verilen hükmün denetim süresi içinde yeniden suç işlediği anlaşıldığından kararın kesinleşmesinin ardından gereğinin takdir ve ifası için ilgili mahkemeye müzekkere yazılmasına..." ifadelerine yer verildi. Ayrıca kararın Yargıtay'da temyiz yasa yolunun açık olduğu vurgulandı. Şu anda ise kararın Yargıtay onama aşamasında olduğu bildirildi. Eğer karar onanırsa, Taç ve Kaptanoğlu'nun yüz kızartıcı bir suçtan sabıkalı hale gelecekleri, bu yüzden ALİDAŞ gibi çok ortaklı şirketlerde, dernek, oda gibi oluşumlarda görev alamayacakları iddia ediliyor.
TCK 51. MADDE NE DİYOR?
Kararlarda "Sanıklar Kerim Taç ve Müfit Kaptanoğlu'nun geçmişteki halleri dikkate alındığında yeniden suç işlemeyeceklerine ilişkin mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından sanıklar hakkında TCK'nın 51 ve CMK'nın 231/5 maddelerinin uygulanmasına takdiren ve yasa gereği yer olmadığına..." ifadeleri yer aldı. Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 'Hapis cezasının ertelenmesi' başlıklı 51. maddesi şöyle diyor:
"İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır. Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;
a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekir.
CMK'NIN İLGİLİ MADDESİ
Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (CMK) "Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması" başlıklı 231–5 nolu maddesi şöyle diyor:
"Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, bir yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Hükmün açıklanması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder."