Deloitte Türkiye, Taze Gıda Tüketicisi Araştırması’nın sonuçlarını yayımladı. Pandemi öncesi tüketiciyle bugünkü tüketiciyi kıyaslayan araştırma kapsamında yapılan anket, 18 ila 70 yaş arası toplam 2 bin tüketiciyle gerçekleştirildi. Pandemiyle birlikte alışveriş alışkanlığında yaşanan değişiklikleri gözler önüne seren araştırma; alışveriş sıklığının azalması, satın alınan ürünlerdeki değişiklikler ve önceliklerin değişmesi gibi üç önemli konuyu ortaya çıkarıyor. Tüm dünyada alışveriş yapanların yarısı markete gitme konusunda kendisini hala güvende hissetmiyor. Bu durum virüsün oldukça kontrol altında olduğu ülkelerde bile daha seyrek alışveriş yapma trendinin bir süre daha devam edeceğini gösteriyor.
Markette alışveriş yapan tüketiciler stres altında
Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan araştırmaya göre; tüketicilerin yüzde 54’ü marketlerde alışveriş yaparken kendilerini stresli hissediyor. Stres, onları, dükkanlardan kaçınmaya ve daha az sıklıkta alışveriş yapmaya itiyor. Haftada birkaç kez taze gıda alışverişi yaptığını söyleyen katılımcıların sayısının 2019 yılına kıyasla 2020 yılında yarı yarıya azaldığı görülüyor. Haftada birden fazla alışveriş yapma alışkanlıklarından vazgeçen bu tüketiciler, artık ortalama olarak sadece iki haftada bir alışveriş yapıyor. Bu değişiklik, tanımı gereği kolay bozulan bir kategori olan taze ürünler için bir tehdit unsuru oluşturuyor.
Market ziyaretlerini azaltmak adına benzer ürüne yönelme eğilimi gözlemleniyor
Pandeminin başlangıcında hızla yiyecek stoklayan tüketiciler, bu eğilimi hala sürdürüyor. Talepteki bu artış ve tedarik zincirleri üzerindeki diğer baskılar, taze gıda da dahil olmak üzere birçok gıda kategorisinde etkisini göstererek stoklarda tükenmeler yaşanmasına sebep oluyor. Hem stoklama hem de stokta bulamama durumu tüketicileri, normalde satın alacaklarından farklı marka ve türde yiyecekler satın almasına mecbur tutuyor. Şaşırtıcı sonuçlardan biri de ankete katılanların yarısından fazlasının, istedikleri gıdanın dondurulmuş veya işlenmiş bir benzerini satın alması ya da hiçbir benzerini satın almayarak taze gıda kategorisinden tamamen vazgeçmesi.
Tüketicinin öncelikli satın alma etkeni olan fiyatın yerini ‘güvenlik’ alıyor
Tüketici satın alma etkenlerinde fiyat, hala üstünlüğünü korurken; hem 2019 hem de 2020 yılında katılımcıların yüzde 90'ı bu geleneksel satın alma etkeninin önemli olduğunu belirtiyor. Ancak pandemiyle birlikte yeni bir etken olan ‘güvenlik’, fiyat ile eşit konumda yer alıyor. Tüketicilerin, gıda üreticileri ve çalışanların güvenliğinin yanı sıra besinlere zararlı maddelerin bulaşmasının önlenmesi için ambalaj güvenliğine verdiği önlem giderek artıyor.
Tüketici stressiz erişilebilirlik arıyor
Pandemi öncesi tüketiciler için kolaylık, büyük ölçüde zamandan ve çabadan tasarruf anlamına gelirken şimdi tüketiciler, zamandan ziyade stressiz erişilebilirlikle ilgili olan bir kolaylık arıyor. Dükkanlarda alışverişi stresli bulan tüketiciler ürünlere erişmenin farklı yollarını arıyorlar. İnternet üzerinden taze gıda alışverişi özellikle çağdaş tüketici için artıyor.
Konuyu değerlendiren Deloitte Türkiye Tüketici Ürünleri Sektör Lideri Barbaros Yeşin, “Covid-19 sürecinde küresel çapta olduğu gibi Türkiye’de de tüketici alışkanlıklarının ve harcama endekslerinin değiştiği görülüyor. Tüketiciler hem yaşadıkları tedirginlik hem salgındaki belirsizlik hem de kanun koyucuların çabasıyla alışveriş sıklıklarını ve harcamalar konusunda öncelikleri değiştirdiler ayrıca marketlerde geçirilen süreleri azalttılar. Yaşanılan kaygı düzeyi büyük oranda sağlıklı gıdaya ulaşmadaki alışkanlıkları da değiştirdi. Dijital kanallardan alışveriş arttı, bu da dijital anlamda hizmet sunan kurumları daha iyi ve daha güvenilir hizmet sunma anlamında teşvik etti. Daha önce geleneksel reklam ve pazarlama yöntemlerini sıklıkla kullanan kurumları da bu yöne doğru çekti. Taze gıdada önümüzdeki dönemde farklılaşmak için; gıdaları taze tutmak adına sevkiyat hacimlerini küçültmek ve aralıklı teslimat için tedarik zinciri ortaklarıyla anlaşmak, ‘taze’ imajını iletişim ile desteklemek, çok kanallı erişime yatırım yapmak, müşterilerin özel tercihlerine göre dijital profillerini oluşturmak ve yönlendirmek etkili olacak’’ dedi.