Türk Kızılay’ı 2005 yılında Sağlık Bakanlığı izni ve denetiminde güvenli kan temini projesini başlatmıştır. Bu proje kapsamında 6-12 Mayıs “Kan Haftası” olarak kutlanmaktadır. Projenin amacı ülkemizin yıllık ihtiyacı olan 1.800.000 ünite kanın gönüllü ve düzenli kan bağışçılarından elde edilmesini sağlamaktır.
KAN, SAĞLIK İÇİN OLMAZSA OLMAZDIR
Kan, yapay olarak üretilemeyen bir dokudur, tek kaynağımız diğer sağlıklı insanlardır.
Kan bağışı bir insanın yaşaması için en büyük armağandır. Ülkemizde her yıl 2 milyona yakın kan ihtiyacı olduğu bilinmektedir. Ne yazık ki bu ihtiyacın çoğunluğu hasta yakınlarından karşılanmaktadır.
Ülkemizde her gün bir çok hasta tedavilerinde kullanılmak üzere kan bağışı bekliyor. Birçok kişi de, zamanında kan temin edilememesi nedeniyle kurtarılamıyor. Türkiye’de ortalama 10 bin kişiden sadece 15’i düzenli kan veriyor ki bu sayının çok az olduğu aşikardır.
Düzenli kan bağışı ülkemizde oldukça azdır. Aslında sağlıklı her insan yılda en az 2 defa rahatlıkla kan bağışında bulunabilir. Bu sayı ülkemizin ihtiyacını rahatlıkla karşılar.
Bağış yapmak, insan hayatını kurtarmak adına yapılması gereken sosyal bir sorumluluktur. Acil olarak kan bekleyen insanlara verilebilecek en güzel armağan olmakla beraber kendi sağlığımıza da büyük faydaları beraberinde getirmektedir.
Düzenli olarak kan bağışında bulunmak kalp krizi riskini %90 oranında azaltır, yüksek tansiyon ve kolesterol tedavilerinde yardımcı olur.
Bağış yapılan kanımızın yerine vücut yeni kan üretir ve genç hücrelerden dolaşıma karışan kan hücreleriyle daha sağlıklı yaşama şansına da kavuşmuş oluruz. Sağlıklı kişinin kan vermesinde bir sakınca yoktur.
Üstelik vücudumuz bu miktarı 72 saat içerisinde yerine koymaktadır. En basit organ bağışı olarak tanımlayabileceğimiz kan bağışını 18-65 yaş arasında, ciddi herhangi bir sağlık sorunu veya hastalığı bulunmayan, hemoglobin değeri kadınlarda >12,5 gr/dl, erkekler için > 13,5 gr/dl olan herkes 3 ayda bir düzenli olarak yapabilmektedir. Vücudumuzda ortalama 5-6 litre kan bulunmakta ve bağış sırasında bunun sadece 450 ml.si alınmaktadır. Bu miktarında sağlığımız üzerinde hiçbir olumsuz etkisi bulunmamaktadır. Üstelik vücudumuz bu miktarı 72 saat içerisinde yerine koymaktadır.
HASTA VE HASTA YAKINLARININ KAN ARAMA KONUSUNDA YAŞADIĞI SIKINTININ HEPİMİZİN BAŞINA GELEBİLECEĞİ UNUTULMAMALIDIR.
Unutmayalım ki Akdeniz anemisi, lösemi gibi hastalıkların da ülkemizde çok görüldüğünü ve bu hastalarında düzenli kana ihtiyaçları olduğunu hatırlayarak, düzenli yapılan kan bağışının, stoklarımızın devamlılığı ve hastalarımızın sağlığı açısından önemli olduğunu bilmeliyiz.