Kalifiye eleman sorununa da dikkat çeken Demirel, meslek okullarında denizcilik bölümü açılması gerektiğini ifade etti.
İskelede düzenin sağlanması için 11 kurumun çalışması gerektiğini söyleyen Demirel “maalesef sadece Sahil Güvenlik çalışıyor. İskele’de ruhsatsız tekneler var” dedi.
İskele’de Herşey Dahil sistemi kaldırmak istediklerini bildiren Demirel “HD sistem en büyük sorun. HD sisteminde markasız uyduruk içecek veriliyor. Bir yudum dahi içemediğimiz içecek veriliyor. Tatile gelen adama zehir içireceğim diye uğraşıyorsun.”
“SEKTÖR YERLERDE SÜRÜNÜYOR”
Kanal A’da Cuma akşamı Gaye Coşkun’un sunduğu Haberin Manşeti programına konuk olan Kooperatif Başkanı Yusuf Demirel, İskele’de 2006 yılında alınan tahtid kararı ile birlikte tekne sayısının sınırlandırıldığını, şu an aktif olarak 67 tekne bulunduğunu söyledi. Demirel, yıllar içinde iskelede hizmet kalitesinin düştüğünü, denizcilik sektörünün sıkıntı yaşamaya başladığını bildirdi. Demirel “ Koopratifi 2005 yılında kurduk, 2006 yılında ilk faaliyetimiz tahtid kararı oldu. 77 tekne olarak karar alındı. Bazı tekneler birleşerek şu an 67 teknemiz var. Büyük teknelerin çoğu aventelerle çalışıyor, acentenin kapasitesi nedeniyle büyüdü. Ama bence buyüme o kadar iyi değil büyük tekne ile 200 - 3200 kişiyi sıkıştırıyoruz. 300 kişiye nasıl servis verilir. 300 kişi aynı anda denize girse düşünün. Bence üst üste tekneye bindirmenin esprisi yok. Büyüdüğü zaman gemi sınıfına giriyor, yat sınıfından çıkıyor. Oysa bizim ahşap teknelerimiz Avrupalı için nostalji geliyor. Şimdi büyük tekneler ahşap ve saç oluyor. Sektör olarak birarada olsak holdingin biz. Turistin geldiği seneler 7 bin yolcu alıyorduk. 7 bin yolcu büyük bir rakam. Ama sektör birarada olmadığı için potansiyeli doğru kullanamıyoruz. Elimize yüzümüze bulaştırıyoruz, işin garip tarafı. İnsanların para kazanması gereken bir sektör iken yerlerde sürünen bir sektör haline geldik. Şu an ki çalışmalarımız bunun üzerine. Sektörde hizmet kalitesini artırmak istiyoruz. Biz turiste misafir gözüyle bakarız, işin etik olayı budur. Memnuniyet turizmin parolası ama bu paralo değişti, memnuniyet olayını askıya aldık. Gerek hizmet, gerekse beyin olarak gerilerdeyiz. Genel anlamda konuşuyorum, ama sektörümde de durum böyle. Yatçılığa başladığımızda turiste şiş kebabından balığa, deniz balığı, salatanın en güzeli ile hizmet veriyorduk ama şuan verdiğimiz hizmeti anlatmak bile istemiyorum.”
“MESLEK LİSESİNDE DENİZCİLİK BÖLÜMÜ AÇILMALI”
Teknelerde kaçak ve kanunsuz kişilerin çalıştırıldığıyla ilgili eleştiriye de yanıt veren Kooperatif Başkanı Yusuf Demirel, denizcilik alanında yetişmiş elemana ihtiyaç duyduklarını söyledi. Demirel, Alanya’da meslek okulu bünyesinde denizcilik bölümü açılmasını istedi. Demirel “Zamanında Alanya’da meslek okulunda güverte sınıfı, denizcilik bölümü açılması için çok uğraştık. Bir tek bizim alanya’da ekmik. Manavgatta, antalya’da deniz lisesi var. Denizin gerçeği, denizcilik ve bunu gözardı edemeyiz. Deniz ekonomik bir sektör; turizme katkısı olan bir sektör. Teknelerimizde çalışanlar balıkçılıktan gelme, bizim işimiz farklı. Bu iş çok farklı. Alanya’da tekne standardımız çok iyi ama kalifiye eleman bulamıyoruz. Yapacağımız çalışmalarla bunların önüne geçmek istiyoruz. En azından ilk etapta çalışan elemanları sertifikalandırmak istiyoruz. ALTSO Başkanı ile görüştük, eğitim verelim, sertifikalandıralım diyoruz. Denizcilik Lisesi falan olursa bu sıkıntılar aşılır. Alanya’daki yetkililere sesleniyorum, acil denizcilik lisesi hayata geçirilmeli.”
“İSKELE’DE YATÇIYIZ DİYEMİYORUZ”
Alanya’nın vitrini olarak tanımladığı iskele bölgesinin kentin vitrini olduğunu söyleyen Demirel “Ancak bölgenin görüntüsünden biz de muzdaribiz. Hazırladığımız proje ile bölgeyi temizlemek istiyoruz” dedi. Demirel şöyle dedi: “21. yüzyıldayız, herşey teknoloji ve sistemle yürüyor. Bizim en büyük sıkıntımız ise sistemsizlik. Oysa standları kur, koy başına elemanı. Çok müşteri kaçırıyoruz. Projeleri 5 yıl önce hazıradım ama hayata geçirmek mümkün olmadı. Kendi içimizde bile istemeyen var. Oysa bu sektör iyi giderse bizim yüz akımız olur. Göğüsümüzü gere gere diyemiyoruz “Biz bu işi yapıyoruz” diye. İmaj yerlerde sürüyoruz. Bu işin namusunu kurtaralım diye uğraşıyoruz.”
“TEL ÖRGÜ HAPİSHANE GİBİ”
İskele’nin tel örgüyle çevrilmesi hakkında görüşlerini de açıklayan Yusuf Demirel “Tel örgü hapishane görüntüsü veriyor. Alanya Limanı 2012 yapılında hazırlanan bir raporla güvenliksiz liman ilan edilmişti” dedi. Demirel şöyle dedi: “3-4 yıl önce proje hazırlattık. Sayın Gökhan Sipahioğlu hazırladı. Balıkçılar Kooperatifine limanı aldıktan sonra verdik, buyrun uygulayın dedik. Projede herşey var. Bilet satış nostası var. Bizim limanımız güvenliksiz liman. 2012 yılında valilik bu konuda genelge yayınladı, çalışma yapılmasını istedi. Bu çalışma yapılma güvenlik noktasında bir nebze olsun düzenleme olurdu. Olması da gerekir.”
“İSKELE’DE 11 KURUM ÇALIŞMALI AMA”
Yusuf Demirel, iskele bölgesinde sorunların çözümü için ilgili kurumların yeterince sorumluluk almadıklarını söyledi. Demirel şöyle dedi: “Bizim hazırladığımız projeye göre İskelede 11 kurumun çalışması gerekir. Ancak hiç birisi görev yapmıyor. Şu an sadece Sahil Güvenlik görev yapıyor. Tüm bunların görevini sahil güvenlik yapıyor. Sahil güvenliğin görevi bu değil. Onların görevi kıyıları korumak sahil güvenlik geliyor, sigortasız işçi var mı diyor. Sahil güvenlik maliyenin, belediyenin bile görevini yapıyor. Oysa proje olsa tüm bunları kooperatif yapar. Direkt bana gelsin sorsunlar. Ama biz biraraya gelemiyoruz. Kontrol sistemi yok, denetim yok. Oysa biraraya gelsek bunlar olur. Antalya’dan örnek verirsek, vali bey bir dokundu ve Antalya Limanında sorunlar bitti. Bu dokunuşta sadece idare değil yerel yönetim ve TÜRSAB’da olmalı. Biz de bunu yapalım, dokunuş lazım. Bizim teknelerin çoğu 7 yıl önce aldı ruhsatını. Şu an ruhsatsız çalışan tekneler var ama denetim yok, kontrol yok. Hasan Sipahioğu bizi limandan geri çevirmişti ruhsatımız yok diye.”
“ANTALYA BİR GÜNDE ÇÖZDÜ”
Demirel Antalya Kaleiçi’nde uygulanan sistemin Alanya’da da hayata geçirilmesi gerektiğini savundu. Başkan Demirel şöyle dedi: “Antalya’da orun 1 günde çözüldü. Bir günde girdilyer ve limanda ne ayakçı kaldı, ne uyuşturucu satıcısı. 150 olis zabıta indi ne varsa topladı ve 1 günde çözüldü. 3 aydır Antalya huzur içinde çalışıyor. İskele’de mutlu olan 2-3 kişi vardır belki ama 67 kişinin 67’si batık tekne gibi. Bankaya borçu olan çok. Çoğu insan teknesini tersaneye götürümedi. Kazanamadı insanlar, neyle götürecek tekneyi. İşimiz masraflı zaten. En büyük gider amortisman. Teknenin bakımı bile banka kredisi ile yapıyoruz. Batan tekne de eksik bakım yapılan tekne. Parası kadar bakım yapmış oysa bu çok önemli çünkü biz can taşıyoruz. Bu sorumluluk gerektiren bir iş. İnsanlar herşeyini bize emanet ediyor. Bu sorunların çözülmesi gerekiyor ve bunun için birlik beraberlik içinde olmalıyız. Sektör kalkınacaksa herkes kalkınmalı. 2-3 kişinin kalkınması ise sektör tekelleşir. Bir çok arkadaşım teknesini sattı, 7 yaşından beri denizle mücadele eden insanlar teknesini sattı, kaptanlık yapıyor. Bu işi kaybetmemeliyiz. Bu insanları kaybedersek denizliği kaybederiz. 2007 yılında tekne battı, internete yazın hala o haber çıkar. Bunlar bizim sevincimiz değil, yüzkaramız. Onya o kaza da profesyonel birinin yaptığı bir kaza değil teknenin açısı kaptanlık yapıyordu. Ne alakası var. Kaptanın görevi ayrı, denizcinin görevi ayrı. Herkes işini yapar. Bu siste uygulanırsa bunlara izin vermeyeceğiz. Yolcumuzu kendimiz belirleyeceği. Kaç yolcumuz var adı nedir bileceğiz. Çıkarken kaptanı var mı, tekne tura çıkmaya uygun bu kontrol edeceğiz. Uygun olan tura çıkacak. Olmayan çıkmayacak. Parası olmayana da kooperatif şu parayı al eksiklerini tamamla diyecek. Bizim hareke geçmemizin önünde çok faktör var. Bazı acenteciler, partnerlerimiz küçük düşünüyor. Nasıl ucuza taşıttırabsiliriz diyorlar. Tek sistem olursa standart fiyat olacak ama dağınık olursa 3-5 euro fiyat aşağı inecek. Bunu kazanç sayıyorlar ama değil. Turiste 50 euroya tur satılıyor turistin aldığı hizmet 5 euroluk hizmet. ”
“HERKES BOT TURU SATIYOR”
Hanutçuluğu sadece liman bölgesi olarak görmek doğru değil. Hanutçuluk her yerde. Otelde resepsiyoncu, lokantadaki garson, hamamda bile bot turu yazılıyor. Plajda bot turu yazılıyor. Biz bunu top yekün çözebilirsek olur. Biz dışardan gelen, plajda yazılan turu almayacağız. Hanutu kaldıracağız, bu acentelere yarayacak. Bize 1 euro ucuza tur satmayı fırsat saymasınlar. Müşteriyi getirip emeğini çekmişler ama 100 bin müşterinin 50 binine turu acenteler yazsın istiyoruz. Bu işi dar bölge görmek hanutçuluğu bitirmez. İkilikle üçlükle liman düzelmez.”
“TEKNELERDE HD SİSTEMİ İSTEMİYORUZ”
Önce tekneleri sınıflandırmak istiyoruz. Acentelerde toplandık ve sordum “Gelin hangi teknelerle çalışmak istiyorsanız söyledin” dedim. Onları bir gurup yapacağım. Lokal acenteleri bir gurup yapacağım, dalış okulları ve saatlik tur teknelerini bir gurup olarak ayıracağız ama kooperatif denetimi olacak. Hizmet standartını kooperatif, pazarlamayı kooperatif yapacak. Her sorumluluk kooperatifte olacak, teknelerde can güveliği önemli ama denetim yok. Yani bu sistemde olursa biz sorumluluğu üstleniriz. Yemekli tura giden teknelerde hizmet ve yemek standardı istiyoruz. Acentelerle oturup konuşmak belirlemek istiyoruz. Biz sektörden Herşey Dahil Sistemini kaldırmak istiyoruz. Bu bir yıkım sektör için. Eskiden bu yoktu. Sonradan hd sistemi çıktı. Eskiden de acente ile çalışırdık ve acenteye para almaya gitmezdik. Acente sorardı “Neden gelmiyorsunuz” diye. HD sisteminde markasız uyduruk içecek veriliyor. Bir yudum dahi içemediğimiz içecek veriliyor. Tatile gelen adama zehir içireceğim diye uğraşıyorsun. Bırak parasını versin, markalı tekel ürünlerinden içsin. Sertifikasız personel kesinlikle çalıştırılmayacak, teknelerde çalışanlar kaptan kıyafeti ile çalışacak. Bu yaptığımız iş çok kariyerli bir iş. Tepemizde bayrak taşıyoruz biz ama, kaptan kaptan gibi olmalı. Yine projemizde anketler yapacağız. Teknelerde müyşteriye anket formları dağıtıp onların memnuniyet ve şikayetlerini soracağız. Bunları tekne sahiplerine bildireceğiz. Ancak projemizin hayata geçebilmesi için mutlaka birlik beraberlik olmalı. Kaymakamlık, belediye,TÜRSAB birlikte çalışmalıyız.”