"EMPERYALİST SALDIRININ SON HALKASI"

Gündem

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcılarından Mehmet Bedri Gültekin partisinin bilgilendirme ve eğitim toplantıları kapsamında Alanya’ya geldi.

 Geçtiğimiz cumartesi günü Grand Atilla otelde gerçekleşen toplantıda ülke gündemiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bedri Gültekin Federal Alman Meclisi, 2 Haziran günü sözde Ermeni Soykırımı tasarısını oyladığını Ve kabul ettiğini belirterek. “Böylece ilk defa 30 yıl kadar önce ABD’nin eyalet parlamentolarında başlatılan, soykırım yalanını karar haline getirerek Türkiye’ye saldırma kervanına Almanya da katılmıştır” dedi.
Almanya onayladığı tasarıyla hem uluslararası hukuku hem de kendi hukukunu çiğnemiştir diyen Gültekin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, geçen yıl Perinçek-İsviçre Davası’nda vermiş olduğu karar,bir uluslararası hukuk kararıdır ve Almanya’yı da bağlamaktadır diyerek “Federal Alman Meclisi böylece, hem kendi hukukunu, hem de uluslararası hukuku çiğneyerek kanunsuzluk içinde olduğunu göstermiştir” dedi.

Vatan Partisi BGenel Başkan Yardımcısı Alanya’da gran Atilla Otel’de gerçekleştirdiği basın toplantısının detayları şöyle:
Almanya Soykırım Suçuna Ortak Arıyor 

Federal Alman Meclisi’nde kabul edilen kararla, Türkiye’nin 1915 yılında Ermenilere ve diğer Hristiyan azınlıklara soykırım yaparak 20. Yüzyıldaki diğer soykırımların da yolunu açtığı belirtilmektedir.

Öyle anlaşılıyor ki Alman Meclisi, Almanya’nın İkinci Dünya Savaşı’nda Yahudilere yaptığı soykırıma ortak aramaktadır. “Ben soykırım yaptım ama başta Türkler olmak üzere herkes yaptı” demeye getirmektedir.

Bunlar Nafile Çabalardır

Türkler Birinci Dünya Savaşı’nda dört bir yandan uğradıkları emperyalist saldırıya karşı vatanlarını savundular.
Vatan Savunmasını soykırım olarak nitelemenin bir tek açıklaması vardır. Bugünde dört bir koldan Türkiye’ye saldırmakta olanlar, “soykırım yaptınız” yalanıyla Türk Milleti’nin vatanını savunma iradesini kırmak, elini kolunu bağlamak istemektedirler.

Almanya, bölgemizde sınırları yeniden çizme peşinde olan emperyalist koalisyona dahil olmuştur.

Evet, Türkiye, bölgemizdeki bütün ülkelerin sınırlarını yeniden çizeceklerini ilan etmiş olan emperyalizmin saldırısı altındadır.

1991 yılından bu yana bölgemizde toplam olarak üç milyonun üzerinde Müslüman’ın ölümüne yol açan saldırının sahipleri başta Vaşington olmak üzere Batılı başkentlerde oturuyorlar.
Türkiyede, sınırları değiştirilecek ülkeler arasında bulunuyor. Ama Türkiye aynı zamanda bu uğursuz plana direnme potansiyeli olan ülkelerin başında geliyor ve direnmektedir.

Almanya son olarak Meclis’inde kabul ettiği kararla, bu saldırıya dahil olduğunu ilan etmiştir. Ama Almanya ABD’nin peşine takılarak en büyük kötülüğü kendisine yapmıştır. Türkiye gibi bir ülkenin dostluğunu kaybetmeyi göze almıştır ve dört milyona yakın Türk’ün yaşadığı ülkesinde iç barışı dinamitlemiştir.
Alman Meclisinin pervasızlığı, AKP’nin batağa saplanmış dış politikasından kaynaklanıyor.

Alman Meclisi, AKP’nin Türkiye’nin elini kolunu bağlayan yanlış dış politikasından cesaret almıştır.

Bütün komşularıyla düşman olan, Suriye sınırında uçak uçuramaz duruma gelen, tam altı aydır Kilis’in 10 kilometre ötesinden atılan füzeleri sadece seyreden bir iktidarın, kendisinin küstah kararına karşı da bir şey yapamayacağını düşünmüştür.

Kararın öncesinde iktidarın gerekli tepkiyi vermemesi, Vatan Partisi’nin örgütlediği yürüyüş ve mitingi zayıflatmak için Büyükelçilik aracılığıyla elinden geleni yapması, yürüyüşü provoke girişimlerinde bulunması, kararı engellemeyeceğini daha en baştan kabul ederek kararı yumuşatmak gibi çok geri mevzilerde savunma mevziisi kurması vb tutumlar Alman Devleti’ni cesaretlendirmiştir.Alman Devleti yanılıyor. Türkiye demek, AKP demek değildir.
Türkiye, Alman Meclisi’nin Küstahlığına Boyun Eğmeyecektir.

Vatan Partisi, kararın düzeltilmesi için derhal Alman Meclisi’ne başvuru yaptı. Şimdi de Almanya’da yaşayan yurttaşlarımız harekete geçirilerek Alman Anayasa Mahkemesi’ne gerekli başvurular yapılacaktır. Almanya’da sonuç alınmaması durumunda Avrupa İnsan Mahkemesi’ne bir daha gidilecektir. Önünde sonunda İsviçre’nin aldığı dersi Almanya da alacaktır.

Şimdi görev ülke çapında Türk Milletinin tepkisini örgütlemektir. Alanlarda protesto gösterileri ve kitlesel basın açıklamalarıyla tepki gösterilecektir.
Türkiye’nin devlet olarak harekete geçmesi sağlanmalıdır. TBMM, Alman Meclisi’ni protesto etmeli, Türkiye uluslararası hukuku çiğnemiş olan Alman Devleti’ni ilgili uluslararası kuruma şikayet etmelidir.

Türkiye Kamu Sen’in bini aşkın kuruluşla birlikte karar öncesinde açıkladığı “Alman mallarını boykot” çağrısı hayata geçirilmelidir.

Alman Meclisi tükürdüğünü yalayacaktır. Hiçbir güç Türk Milletinin vatan savunmasını, soykırım olarak karalayamaz.



















Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.