Alanya'da Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı tarafından 'AB Projeleri Bilgilendirme Toplantısı' gerçekleştirildi. Alanya Hamdullah Emin Paşa (AHEP) Üniversitesi'nde düzenlenen toplantıya Alanya Kaymakam Vekili Hasan Tanrıseven, Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, AHEP Rektörü Prof. Dr. Erol Sayın ile çeşitli sivil tplum örgütü temsilcileri ve öğrenciler katıldı.
Toplantıda konuşan AB Proje Uygulama Başkanı Bülent Özcan, Alanya'nın sadece turizmde değil, sivil toplum örgütleri ve üniversiteleriyle ciddi anlamda bir ivme kazandığını söyledi. Özcan, "Alanya'da 2 üniversite bulunması bunun en ciddi göstergelerinden birisi. Türkiye birçok dönemde AB yardımlarından yararlanmış. Tüm aday ülkelerle beraber Türkiye'ye de bir kaynak aktarımı var. Bu kaynakların önemi halka dokunuyor olması. AB aday ülkelere bu süreçte belli standartlar getiriyor. Aday ülkelerin bu standratları yerine getirebilmesi için reform ve yatırımlar yapması gerekiyor. AB bu süreci hızlandırabilmek ve aday ülkelerin maliyetlerine destek olabilmek amacıyla yardımlarda bulunuyor. Katılım öncesi mali yardımın çeşitli alt başlıkları var. Çevre, rekabet, kırsal kalkınma, sınır bölgelerindeki işbirliğinin geliştirilmesi gibi birçok alanda fon sağlanıyor. Bakanlıklar kaynağın büyük kısmını projelendirerek kullanıyor. Sadece Alanya değil, Türkiye'nin birçok yerindeki sivil toplum örgütünün bu kaynaklardan yararlanması mümkün. 2002'den itibaren Türkiye'ye aktarılan arttı. İçinde bulunduğumuz dönemle ilgili 4,5 milyon euro kaynak tahsis edildi. Yerel düzeyde faaliyet gösteren kurumların hibe programlarını takip etmesi gerekiyor. Türkiye'de bugüne kadar 70'in üzerinde hibe programı uygulanmış. 600-700 milyon euroya yakın hibe programları Türkiye'de duyurulacak. Yeter ki ne yapmamız gerektiğini bilelim. Hibe programlarında başvuru süreci teklif çağrısının yayınlanmasıyla başlıyor. AB programlarıyla ilgili Türkiye'de proje geliştirilmiyor algısı var. Bu söylem 2000'li yılların başında kalktı. Çok rekabetçi bir piyasa var. Çok ciddi anlamda proje geliştiriliyor. Özellikle yerel düzeydeki rekabet çok çok daha kuvvetli. Merkezi kurumdaki rekabeti diğer kurumlardakinden daha az. Yerel düzeydeki kuruluşlar daha fazla proje geliştiriyor. Bu nedenle iyi proje geliştirilmeli. İkinci bir yanılgı ise sadece proje sunulmasıyla finansman sağlanacağıyla ilgili. Böyle bir şey yok. 2 aşamalı bir başvuru süreci var. Önce sizden 4 sayfalık bir ön teklif alınıyor. Ön teklifte projenin amacının, hedef kitlesinin, sağlayacağı çıktıların, bölgede yaratacağı değişikliklerin anlatılması isteniyor. Ön teklifler değerlendirildikten sonra diyelim ki, 300 başvuru var, bunun 120'si seçiliyor. Birinci aşama geçilince projeyi hazırlayan kişi ya da kurum ana başvuru için davet ediliyor. Bununla ilgili size bir form gönderiliyor. Bu form biraz daha detaylı. Bunun içinde bütçe, faaliyetleriniz ve çıktılarının daha detaylı anlatılması isteniyor. Formun ekinde özet tablo da bulunuyor. Projede yer alacak kişilerin özgeçmişlerini veriyorsunuz. Başvuru formunu sunduktan sonra değerlendirme yapılıyor. Diyelim ki 300 başvuru vardı, 120'si önaşamayı geçmişti. Onlar içerisinden de bir değerlendirme yapılıyor. Fon imkanına göre bir finansman sağlanıyor. Sizi ilk etapta yormadan fikrinizin değerlendirildiği sonra da detaylıca sürecin sizden istendiği başvuru süreciyle karşı karşıya oluyorsunuz. Bu bazen daha pratik olması ve hızlı değerlendirilmesi için 2 süreç birleştiriliyor. Önteklif ve başvuru formu aynı anda isteniyor. Bu durumda başvuru yapanlar iki formu da aynı anda hazırlıyor. Böyler olunca tek bir değerlendirme süreci ortaya çıkıyor. Yabancı bir ortak her zaman söz konusu değil. Projeleri illaki Avrupa'dan bir ortakla yapmak zorunda değilsiniz. Bazı projelerde ise bu isteniyor. Bu duyurulara ulaşmak için yapmanız gereken en kolay şey AB'nin web sayfasını takip etmek. Web sayfasında hibe duyuruları diye bir bölüm bulunuyor. Burayı tıklayarak bilgi sahibi olabilirsiniz. AB Bakanlığı olarak başvuru almıyoruz. Türkiye'de bu hibe programları ve katılım öncesi mali programlarla ilgili 2 kurum var. Birisi Hazine Müsteşarlığı'na bağlı Merkezi Finans ve İhale Birimi, diğeri de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın AB Dairesi. Sizin projeniz sivil toplum gelişimi ve diyaloğu ile ilgiliyse daha çok Merkezi Finans ve İhale Birimi'ne daha çok istihdam ile ilgiliyse Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na başvuru yapılmalı. Resmi duyuruyı bu kurumlar yapıyor. Başvuru yaptığınız projeler bağımsız heyetler tarafından değerldiriliyor. Projeleri dışarıdan görevlendirilmiş akademisyem, uzman, danışman, profesyoneller, kamuda çalışmış ve emekli olmuş konuyu bilen kişilerden oluşan sürecin dışındaki kişiler değerlendiriyor. Olabildiğince objektif, dış müdahaleye kapalı bir değerlendirme süreci sizi bekliyor. Değerlendirmede projenin içeriğine, sürdürülebilirliğine, maliyete, kurumun kapasitesine bakıyor. Yeni bir dernek olabilirsiniz. 'Bize nasıl fon verecekler' diyebilirsiniz ama ekibiniz, CV'ler iyidir. Bu da sizi kurtarıyor. Değerlendirme sürecinden sonra projenizin uygulama süreci başlamış oluyor. İlgili kurum sizinle bir sözleşme imzalıyor. Sözleşmeyi imzaladığınız ya da size verilen tarihten itibaren de projeniz uygulamaya başlıyor. Ne kadar uygulama ve bütçe süresi öngördüyseniz, bu bütçe doğrultusunda sözleşme imzalamanızdan 45 gün içerisinde toplam proje bedelinin yüzde 80'i önödeme olarak ödeniyor. Siz bu bütçeyle projenizi yürütüyorsunuz. Proje bittikten sonra nihai raporu sunup geri kalan yüzde 20'yi sunup projeyi tamamlıyorsunuz. Türkiye'de 2002'den bugüne kadar 72 hibe programı uygulanmış. Bu projelerle 3 bin 630 farklı kuruluşun projelerine destek sağlandı. Antalya'da 16 farklı hibe programı içerisinde 34 proje yapıldı. Bu projelerle de 4 milyar euro Antalya'da kullanıldı. Tüm Türkiye'ye baktığımızda bu konuda sivil toplum örgütlerinin önde olduüunu görüyoruz. Antalya'ya bir bütün olarak bakacak olursak, bugüne kadar bu ilde 687 AB projesi uygulandı. Bunun 34'ü katılım öncesi mali yardımlar, diğerleri de Erasmus gibi farklı fonlardan oluşuyor. Bu 687 projeyle yaklaşık 20 milyon euro kaynak aktarıldı. Antalya'nın performansı birçok ilden daha iyi durumda. Alanya'da 2002'den bugüne kadar farklı 40 proje uygulandı. Bunun içerisinde belediyenin, kaymakamlığın, ticaret ve sanayi odasının, okullar, sivil toplum kurulaşlarının dağılımı var. Alanya'nınn kalkınması açısından daha büyük yatırımlar yapmak, 5-6 milyon euroluk kaynaklar kullanmak istiyorsanız, rekabet edebilirlik ve yeniliklik adı altında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bir program yürütüyor. Bakanlık geçen dönemde 63 projeye yaklaşık 650 milyon euro tahsis etti. Alanya'nın kalkınmasıyla ilgili çalışmayı düşünen veya bu alanda çalışan sanayi ticaret odası, belediye, kaymakamlık, birlikler, sivil toplum örgütleri, üniversiteler buranın ekonomik olarak kalkınmasıyla ilgili önemli gördüğü bir konuda şimdiden büyük bir proje hazırlığına girişebilir. Çünkü bu alanda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın yapmış olduğu çalışmalar hazırlık aşamalarında. Hazırlıklar önümüzdeki 6 aydan itibaren bitiyor. Bu çalışma bittikten sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kamuoyuna yapacağı bir teklif çağrısıyla, duyuruyla veya aldıkları projeyi değerlendirerek kaynağını kullanacak. Bu nedenle düzgün ve sağlam fizibilitelerle 'Benim bir proje fikrim var' diyerek değil ama gerekçesi, altyapısı hazır projelerle bu kurumlar birleşmesi ya da ayrı ayrı olarak yapılabilir. Yine bakanlık 10 milyon euroya kadar olabilecek içinde makine, ekipman olacak çalışmalara destek sağlayacak. Bu nedenle şimdiden hazırlanmak çok önemli. Teklif çağrısı çıktığında bakanlık bu konuda çalışma olup olmadığını sorduğunda olgun bir projeniz yoksa diğer projelerin altında kalma, onların önüne geçememe gibi bir riskle karşı karşıya kalırsınız" dedi.