Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Antalya’nın Aksu ilçesi turizm bölgesi Kundu’daki Adli Tıp Kurumu tarafından gerçekleştirilen 16. Ulusal Adlî Tıp Günlerinin açılışına katıldı. Bakan Gül’e, Adalet Bakanı Yardımcısı Yıldız Seferinoğlu, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Adli Tıp Kurumu Başkanı Doç Dr. Yalçın Büyük, AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ve HSH Teftiş Kurulu Başkanı Yunus Nadi Kolukısa eşlik etti.
Programda konuşan Bakan Gül, adaletin sağlanmasında Adli Tıp Kurumunun son derece önemli olduğuna vurgu yaparak, kurumun adalet teşkilatının ayrılmaz bir parçası olduğunu kaydetti. Bilimde gelinen noktanın adalet hizmetini kolaylaştırdığına işaret eden Bakan Gül, "Bugün Türkiye’de hem son günlerde kamuoyunu meşgul eden olay da dahil olmak üzere, yaşanan her türlü hadisede Adli Tıp Kurumu kapasitesi, kabiliyeti ve bilgi birikimiyle her türlü bilgi, bulgu üzerinde en net kesin bilgilere ulaşma kapasitesine sahiptir ve Adli Tıp Kurumumuzun bu kapasitesiyle çok gurur duymaktayız. Kurumumuza hükümet ve bakanlık olarak her türlü desteği vermeye devam edeceğiz" dedi.
"Türkiye Adli Tıp Kurumunu bütün dünyaya akredite edecek şekilde bir kurum haline getireceğiz"
2002 yılında ülke genelinde sadece 25 ilde adli tıp hizmetinin verildiğini anımsatan Bakan Gül, bugün yatırımlarla tüm illerde adli tıp hizmetinin verildiğini söyledi. Adli Tıp Kurumunun Avrupa Adli Birimler Enstitüleri ağı üyeliğine kabul edilmesiyle birlikte uluslararası düzeyde akredite kazandığına dikkat çeken Bakan Gül, yine kurumun dünyaya entegre olma çalışmalarını yakından takip ettiklerini ve bakanlık olarak her türlü destek vereceklerini açıkladı. Adli tıp aşamasında dünyadaki yeniliklerin daha fazlasını Türkiye’de sağlamayı temel politika olarak belirlediklerini belirten Gül, "Bu hususta hiçbir desteği esirgemeyeceğiz. Türkiye Adli Tıp Kurumu bütün dünyaya adeta akredite edecek şekilde bir kurum haline gelecektir. Buna inancımız tamdır" diye konuştu.
"Bilirkişilik sisteminin reforma ihtiyaca tabi tutulması gereken bir gerçekliktir"
Bilirkişilik kanunuyla ilgili de açıklamalarda bulunan Bakan Gül, Adli Tıp Kurumunu sunmuş olduğu hizmetleri daha etkin bir şekilde sürdürmek için bilirkişilik konusunu masaya yatırdıklarını ifade etti. Gül, "Özellikle bilirkişilik müessesinin yargılamanın esaslı unsurlarından birisi olması hasebiyle, bilirkişilik sisteminin reforma ihtiyaca tabi tutulması gereken bir gerçekliktir. Bu kanunun şu anda uygulamasını takip ediyoruz ve yakından izliyoruz. Bilirkişilik kurullarını, bölge kurularını oluşturduk. Bilirkişilik yapmaya aday olanların sertifika verilmesi, sicile tabi tutulması adına önemli adımlar attık. Şu anda bilirkişilik sistemiyle ilgili hala istediğimiz düzeyde olmadığımızı ifade etmek isterim ama olumlu sonuçlar da almaya başladığımızı ifade etmek isterim. Hem bugün, yarın ve sonraki günlerde yapılacak toplantılarda da bu adli tıp buluşmamızda da masadaki konulardan birisi bilirkişilik müessesi. Buradan çıkacak sonuçları da yakından takip edeceğiz ve meclisimizin de bakanlığımız öncülüğünde sunacağı tekliflerle beraber bilirkişilik müessesinin Türkiye’de artık sorun olmaktan çıkartarak, yargılamada dosyanın yargılamasını uzatan ya da yargılamalar konusunda şüphe oluşturan bir kurum olmaktan çıkarmak boynumuzun borcudur. Bu konuda başta bakanlığımız, Adli Tıp Kurumumuz ve bilirkişilerimiz olmak üzere nerede hangi konuda aksamalar, gecikmeler varsa bu konudaki sorunları çözme kararlığındayız" ifadelerini kaydetti.
"1 Ocak’tan itibaren dava taraflarına bildireceğiz"
Adli yılla beraber başlayan ‘yargıda hedef süre’ uygulamasıyla sistemin şeffaflığını geliştirmeyi, vatandaşlar için öngörülebilir bir süreç oluşturmayı, yargı sisteminin analizini yapabilecek veriler edinmeyi yine dosyadaki gecikmelerin sebeplerini veriye dayalı olarak izlemeyi hedeflediklerini kaydeden Gül, "Tüm bu süreçle ilgili olarak bin 457 ayrı dava, 220 soruşturma türü için azami süre oluşturduk ve 1 Ocak’tan itibaren de bunu vatandaşlarımıza ve davanın taraflarına bizzat bildireceğiz. Hedeftir uygulaması bir süreç yönetimidir. Bu noktada süre aşımına sebep olan konu bilirkişi raporundan mı kaynaklanıyor, adli tıp raporundan mı kaynaklanıyor ya da soruşturmadaki herhangi bir yazışmadan, bir kurumun ilgisizliğinden mi kaynaklanıyor, yoksa personel eksikliğinde mi tüm bu sorunu da adeta adli laboratuvar gibi dosyadaki gecikmeleri de gerek yerel gerek lokal manada çözme kararlığındayız. Bu konuyu bakanlık olarak çok önemsiyoruz. Çünkü geç gelen adalet, adalet değildir" diye konuştu.
Bakan Gül, sonra olarak FETÖ mensuplarının Adli Tıp Kurumuna da sızma girişimlerini ve bu konuda yargıyı farklı yönlendirme çabaların olduğunu hatırlatarak, "Çok şükür yargımız, devletimiz bunu çökertmiştir ve arındırmıştır" ifadesini kullandı.
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit de, Adli Tıp Kurumunun oldukça başarılı bir kurum olduğunu, delilden zanlıya giden sonuçlar ortaya koyduğunu ifade etti. "Geciken adalet, adalet değildir" diyen Cirit, yargılama sürelerinin kısaltılması yönünde Adli Tıp'ın yargıya olumlu yönde katkısı olduğuna işaret etti.
Adli Tıp Kurumu Başkanı Doç Dr. Yalçın Büyük ise gelişen teknolojiyle birlikte suçun aydınlatılmasında Adli Tıp'ın öneminin büyük olduğuna vurgu yaparak, Adli Tıp Kurumunun yargının en büyük yardımcılarından biri olduğuna dikkati çekti. Bakanlık desteğiyle birlikte kurumda çok önemli gelişmeler yaşandığına işaret eden Büyük, "Teknolojinin en son ürünleri dünyanın en önemli laboratuvarından önce adlı tıp laboratuvarlarımızda yer almaktadır" dedi.