TÜİK’in yurtiçi üretici enflasyonunu (Yİ_ÜFE) aylık yüzde 0,91 ve yıllık yüzde 45,01 ilan ettiğini kaydeden Çandır, “Geçen yılın aynı ayındaki yüzde 1,71’lik ve geçen ayki yüzde 46,15’lik yıllık üretici enflasyonuna göre Ekim ayında nispi bir düşme söz konusu olmuştur” değerlendirmesinde bulundu. Kamu müdahalesi olmayan ve mevsim etkisi bulunmayan çekirdek enflasyonda ise aylık yüzde 2,61 ve yıllık yüzde 24,34’lük bir artış yaşandığına dikkat çeken Ali Çandır, “Yıllık çekirdek enflasyonun bile Merkez Bankası faizinin üzerinde olması, nasıl bir kalıcı enflasyonla karşı karşıya olduğumuzun bir göstergesidir” dedi.
Batı Akdeniz Ekim’de de yüksek
Burdur, Antalya, Isparta illerini kapsayan Batı Akdeniz’de TÜFE’nin aylık yüzde 2,30 ve yıllık yüzde 26,45 ilan edildiğini kaydeden Çandır, “Bölgemiz enflasyonunun aylıkta ülke ortalamasının altında kalması ve yıllıkta ise ortalamanın üzerinde bulunması, başta Antalya olmak üzere bölgemizin mevsim dalgalanmalarına karşı ne kadar duyarlı olduğunu bize göstermektedir” diye konuştu.
Enflasyonla mücadele programının etkisi
Ekim ayında açıklanan “Enflasyonla Topyekün Mücadele Programı”nın enflasyon rakamlarına etkisini değerlendiren Başkan Ali Çandır, Antalya Ticaret Borsası olarak programa destek verdiklerini anımsattı. Maliye ve para politikaları uyumluluğu sağlanmadan enflasyonla mücadelede istenen sonucun alınamayacağını vurgulayan Çandır, fiyat baskılamalarının ise zincirin son halkası olduğuna dikkat çekti. Çandır, “Enflasyonla mücadele programına rağmen enflasyon dizginlenemiyor. Enflasyon sepetindeki 407 maddeden; 42 maddenin ortalama fiyatlarında değişim olmazken, 328 maddenin ortalama fiyatlarında artış, sadece 37 maddenin ortalama fiyatlarında ise düşüş gerçekleşmiştir” değerlendirmesinde bulundu.
“Maliyet artışı iş dünyasının üzerinde”
Maliyet artışlarının hala iş dünyasının üzerinde olduğunu söyleyen Ali Çandır, “Bugün ilan edilen enflasyon rakamlarının dikkat çekici detayları; temeller mallar, enerji, işlenmemiş gıda ve işlenmiş gıda kalemlerinde kendisini göstermektedir. Sırasıyla yıllık yüzde 40, yüzde 30, yüzde 35 ve yüzde 25 düzeyinde gerçekleşen fiyat artışları bize göstermektedir ki tüketiciye ulaşan işlenmiş gıdadaki yüzde 25 artış, diğer tüm etkileyici kalemlerin altında kalmıştır. Yani tüketiciye yansıtılması kaçınılmaz olan birikmiş maliyet artışları hala iş dünyasının üzerinde durmaktadır.”
Yıl sonuna iki ay kaldığını anımsatan Çandır, “Kasım ve Aralık aylarında yüzde 2,18’in altında bir enflasyonu göremezsek, yılı yüzde 25,24’ün altında bitiremeyiz. Bu durumda Merkez Bankası yeni bir politika faizi artışına gitme konusunda ciddi baskı altında kalacaktır” dedi.