Antalya Ticaret İl Müdürü Seval Yasak Dizerkonca, yaptığı yazılı açıklamada şu bilgilere yer verdi:
"Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketiciyi Koruma ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğünün çalışmaları ile BDDK tarafından alınan karar doğrultusunda; kredi kartları ile internet üzerinden alışveriş yapılabilmesi için getirilen tüketiciden onay alma şartı, 31 Aralık 2017 tarihine kadar uzatıldı. Kullanıcılar tarafından onay verilmeyen kredi kartları, internet alışverişine kapatılacaktır. Bankalar müşterilerinin taleplerini SMS, çağrı merkezi, şube, mobil bankacılık gibi farklı kanallardan alacaktır.
Kredi kartlarıyla yapılan sanal alışverişlerde; özellikle dolandırıcılara karşı önlem olması adına, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketiciyi Koruma ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğünün çalışmaları ile BDDK’nın 16 Şubatta almış olduğu karar neticesinde; tüketicinin onayı olmadan kredi kartları ile internetten alışverişler tüm kredi kartlarına 31 Aralık 2017 itibari ile kapatılacaktır.
Kredi kartı kullanıcılarının onay vermesi halinde kredi kartı sanal alışverişlere açık hale gelecektir. Karar bugüne kadar verilmiş olan ve belirlenen tarihten itibaren yeni verilecek kredi kartları için geçerli olacaktır. Kısacası İnternetten alışveriş yapılabilmek için kart hamilinin onayı gerekmektedir.
Bizim ortalama tüketicimizin büyük çoğunluğu kredi kartı ile internetten alışveriş yapmamakta ve internet alışverişlerinin nasıl yapıldığını bilmemektedir. Özellikle dolandırıcıların en sık yaptıkları işlemlerden biri olan kredi kartı bilgilerini ele geçirmek ve bu elde edilen bilgiler ile kredi kartlarından para transferi veya kredi kartı üzerinden alışveriş yapılması mümkündür. Kredi kartlarının bu özelliğini kullanmayan tüketiciler için kartlarının internet alışverişine açık olması bu durumu daha riskli hale getirmektedir. Çoğu zaman tüketiciler kredi kartının internet alışverişine açık olduğunu bilmemekte ve dolandırıcılar tarafından dolandırılarak mağdur olmaktadırlar.
İNTERNET ÜZERİNDEN KOLAY ALIŞVERİŞ
Özellikle son yıllarda tablet ve akıllı telefonların artması ile birlikte internetten alışverişler oldukça çoğalmıştır. Hem dünya da hem de Türkiye’de daha ucuz ve daha bol seçenek sunması nedeniyle internet alışverişlerinin hacmi her geçen gün artmaktadır. Türkiye’de 48 Milyon internet kullanıcısının, 41 Milyonu aktif olarak işlem yapmaktadır. 30 Milyona yakını ise internetten alışveriş yapmaktadır. Elektronik Ticaret Hacmi 30,8 Milyon Lira olarak gerçekleşmiştir. Bu durumda yılda kişi başına 1.029TL alışveriş yapıldığı gözükmektedir.
Özellikle teknolojik malzemeler telefon ve aksesuar alımı ile birlikte son yıllarda çocuk bezi satışları ciddi bir artış göstermiştir. Dünyada ise, yılda kişi başına 1.189$ internet alışverişi yapılırken ÇİN tek başına bu alışverişlerin %60’ını kapsamaktadır.
DOLANDIRICILARA DİKKAT
Alınan bu karardan sonra bankalar mesaj ve mail yoluyla yeni düzenlemeyi tüm kullanıcılarına hatırlatmaktadırlar. Fakat yine de tüketicilerin dikkatli olmasında fayda var. Özellikle kendilerini bu yeni düzenleme için bankadan aradıklarını söyleyen dolandırıcılar tüketicilerden kart ve kimlik bilgilerini talep etmektedirler. Tüketiciler bu konuda çok dikkatli olmalı, 16 haneli kart numarası ve arka yüzde bulunan güvenlik kodlarını kesinlikle kimseyle paylaşmamalıdır. Bankalar bu bilgileri kesinlikle vatandaşlardan istemezler. Bu düzenleme her türlü kredi kartları için geçerli olacaktır. Ek kartlar içinde aynı işlemler yapılacaktır. Tüketicilerin her bir kart için ayrı ayrı onay vermesi gerekirken, ek kartlar içinde asıl kart sahiplerinin onayı esas alınacaktır. İnternetten alışverişe açılmadığı müddetçe tüm kartlar otomatik olarak internet alışverişlerine kapatılacaktır.
Eğer kredi kartları çipli değilse kopyalanması çok kolaydır. Bu durumda da işyerinin sorumluluğu kadar tüketicilerinde sorumlulukları mevcuttur. Dolandırıcılar oldukça profesyonel biçimde çalışmaktadır. Örneğin kendileri çağrı merkezleri kurarak sanki bankadan arıyorlarmış gibi davranıp veya kendilerini hâkim savcı polis gibi tanıtarak kişisel veya kredi kartı bilgilerini ele geçirmeye çalışmaktadırlar.
SMS VE SAHTE BANKA SİTELERİNE DİKKAT
SMS ile ise dolandırıcılıkta ise kartınıza puan yüklenecek bilgileriniz gerekli veya aşağıdaki linke tıklayarak bilgilerinizi girin şeklinde hileler yapılıp tüketicilerin bilgilerini almaya çalışmaktadırlar. İnternet alışverişlerinde tüketiciler özellikle 3D secure denilen ve telefona mesaj gelme yoluyla şifre isteyen güvenlik sistemini kullanmaya özen göstermelidirler. Diğer taraftan sanal kart kullanımının da artması dolandırıcılıkları oldukça azaltacaktır.
Özellikle son yıllarda sahte banka sitelerinin sahtelerini yaparak çok küçük farklar ile veya adres sütununda bir harf veya sayı eklenerek tüketiciyi sanki bankanın sitesine giriyormuş algısı yaratmaktadırlar. Böyle durumlara dikkat edilmemesi halinde tüketici bankanın sitesine giriyorum zannederek dolandırıcıların kurdukları sitelere şifre ve kart bilgilerini girmektedirler. Bu durumun bir benzeri ise çoğu sitede orijinal ürün diyerek orijinal olmayan ürünler çok düşük fiyatlara satılmaktadırlar. Bu şekilde yapılan alışverişlerde tüketiciye ya sahte ürün gelmekte ya da çoğu zaman hiçbir ürün gelmemektedir. Bu tarz işlemlerde hem kredi kartı bilgilerinin çalınma riski hem de satın almanıza rağmen hiçbir ürünün gelmeme riski her zaman mevcuttur.
TÜKETİCİLERİN VE BANKALARIN SORUMLULUKLARI
Kredi kartımızın kopyalandığını anladığımız anda hemen banka ile irtibata geçerek kartların iptal edilmesini talep etmeniz gerekmektedir. Eğer bu çalınmada bankanın veya alışveriş yapılan yerin sorumluluğu var diyorsanız Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru yapılabilirsiniz. Eğer dolandırıcılık olduğundan şüphe ediliyorsa kesinlikle Emniyete başvurulmalı. Diğer taraftan limitler konusunda tüketiciler dikkatli olmalı ve çok fazla yüksek limitli kartlar kullanmamaya özen göstermelidir. Nasıl ki bankalar kart limitini arttırmak için tüketicilere talepte bulunuyorsa, tüketicide limiti düşürmek için bankaya talepte bulunabilir ve banka tüketicinin istediği işlemi yapmak zorundadır.
Kredi kartlarında sorumluluklar 3’e ayrılmaktadır. Kart sahipleri kartlarının şifrelerini ve bilgilerini korumakla yükümlü iken, işyerleri işlem yapan kart sahibinin aynı kişi olup olmadığını kontrol ile yükümlüdür. Bankalar ise gerekli tedbirleri alma konusunda hareket etmekle yükümlüdür. Örneğin şüpheli bir işlem varsa vatandaşa SMS ile bilgi vermek zorundadır.
KREDİ KARTI AİDATLARINA SON
Kredi kartlarında yapılan düzenleme ile tüketicilere kredi kartları aidatlı ve aidatsız kart olmak üzere iki seçenek sunularak verilmek zorundadır. Aidatsız kartlarda aidatlı kartlar ile aynı işlemleri yapabilme özelliğine sahip olmalı bankaları arayıp aidatsız kartlara geçme isteğinizi belirttiğinizde işlem yapmak zorundalar.
Bankaların hareketsiz kartlar olarak belirledikleri kartlar vardır. Hareketsiz kartlar olarak ifade edilen kartlar 180 gün boyunca işlem görmeyen kartlar olarak banka tarafından otomatik olarak kapatılmaktadır. Vatandaş olarak da isteğiniz dışında bir kart gelmesi durumun da 180 gün kullanılmaması otomatik olarak kapanmasına neden olmaktadır. Tüketiciler kullanmayı düşünmedikleri kartlara 180 gün boyunca işlem yapmamaları halinde kartlar otomatik olarak işleme kapatılacaktır.
TİCARET İL MÜDÜRLÜĞÜNE BAŞVURUN
Düzenleme öncesinde verilen kredi kartlarında aidat alma hükmü varsa bankalar aidatlarını alma hakkına sahiptirler. Ama yeni yasa ile aidatlı kart tercih etme hakkı tüketici tercihine bırakılmıştır. İsteği dışında aidat alınması durumunda alınan aidatların geri iadesi mümkündür. Eğer banka ile ilgili yaşadıkları sorunlarda bir mağduriyet yaşadıklarını düşünüyorlarsa 2.400TL’ye kadar kaymakamlıklarda bulunan İlçe Tüketici Hakem Heyetlerine, 3.610TL ye kadar İl Ticaret Müdürlüğü bünyesinde bulunan İl Tüketici Hakem Heyetine, 3.610TL’den fazla tutarlarda ise Tüketici Mahkemelerine ya da bu sıfatla işlem yapan Asliye Hukuk Mahkemelerine başvurabilirler. Tüketici Hakem Heyetlerine başvurular tek bir dilekçeyle ve kesinlikle hiçbir ücret ödenmeden yapılabilmektedir. Tüketici Hakem Heyetlerinin en önemli özellikleri ise verdikleri kararların bağlayıcı karar olmasıdır. Bu durum mahkeme aşamasına gelmeden birçok sorunun çözülmesi anlamına gelmektedir ve mahkemelerin iş gücünü büyük oranda hafifletmektedir."