Global Connection tarafından Antalya'da düzenlenen Türkiye-Rusya Medya Forumu Antalya’da devam ediyor. Ekonomi Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile turizm şirketlerinin de desteklediği foruma, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, inşaat sektöründen Hüseyin Samut, Türk ve Rus gazeteciler katıldı. Türkiye-Rusya arasındaki turizm konusunda ikili ilişkilerin güçlenmesi ve geleceğine dair konular ele alındığı forumda konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, dünya ve Türkiye ekonomisinin son durumu ve güncel konularla ilgili bilgi verdi. Türk-Rus ilişkilerini de değerlendiren Şimşek, Avrupa ülkelerinin iki ülke için yürüttüğü olumsuz algı kampanyasına yönelik ise tepki göstererek Albert Einstein’dan örnek verdi.
"Kürsel kriz sonrası dünya ekonomisi yavaşladı"
Dünya ekonomisinin, küresel kriz sonrasında oldukça yavaşladığını belirten Mehmet Şimşek, şuanda ise bir toparlanma sürecine girildiğini söyledi. Orta ve uzun vadede küresel krize ilişkin Türkiye’yi bekleyen bir riskin olduğuna işaret eden Şimşek, kriz sonrası dünyadaki merkez bankalarının para bastığını ve bunun geçici olarak durumu normale döndürdüğünü kaydetti. Jeopolitik risklerden de bahseden Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Sadece Orta Doğu’da değil, Asya ve başka yerlerde de riskler var. Bu bölgede bildiğiniz üzere DAEŞ terör örgütü vardı. İnşallah sonu geliyor. Türkiye, Rusya, İran ve ABD ile birlikte ne yaptık? Yoğun bir şekilde IŞİD ile bir mücadele söz konusu. Bu mücadele sayesinde IŞİD Irak’taki kontrol ettiği toprakların neredeyse yüzde 95’ini kaybetti, Suriye’de de yüzde 80’nini kaybetti. Bu dünya için, Türkiye için bölgemiz için oldukça olumlu bir gelişme. Önümüzdeki dönemde inşallah bütün dünya hep birlikte küresel terörle mücadelede bugünkü iş birliğini daha da güçlendiririz ve bu türden terör örgütlerinin kökünü kazma fırsatımız olur. DAEŞ’la mücadele bu konuda önemli bir mücadeledir" dedi.
"Çalışma çağındaki dünya nüfusu azalıyor"
Dünyada nüfusun yaşlandığına da dikkat çeken Şimşek, 2015 yılı sonuna kadar bu dönemde yüzde 8’e çıktığını ancak 35 yıl sonra bu oranın yüzde 16’yı bulacağını belirterek, "Bu çalışma çağındaki nüfusun azalması anlamına geliyor. Yapay zeka veya robotlar belki bunu telafi eder ama bugün itibariyle baktığınız zaman Afrika kıtası hariç, dünyanın tamamında çalışma çağındaki nüfus her sene azalacak. Bu da dünya ekonomisi için olumsuz bir trend" diye konuştu.
"Dünyada en hızlı büyüyen ülkeler arasındayız"
Türkiye’nin darbe girişimi sonrası ekonomik olarak toparlanma sürecine girdiğine işaret eden Şimşek, "Türkiye 1924-2002 yılları arasında 4,7 büyüdü. Son 95 yılda yüzde 4,8 büyüdü. AK Parti hükümetlerinin olduğu 2003’ten bu yana yüzde 5,6 büyüdü. Bu oldukça güçlü bir performans. Yani Çin ve Hindistan’tan sonra Endonezya ile birlikte hakikaten dünyada en hızlı büyüyen ülke durumundayız. OİSD ülkeleri arasında ise en hızlı büyüyen ülkeyiz" dedi.
"Yüzde 5,5 büyüme gerçekleştirebiliriz"
Türkiye’nin kişi başına milli gelir ve gayri safi yurt içi hasılası itibariyle iyi bir dönem geçirdiğine işaret eden Şimşek, "Bu sene satın alma gücü kalitesiyle kişi başına düşen milli gelir de 26 bin doları aşmış olacağız ve normal cari kurlarla da 10-11 bin dolar civarı bir rakam olacak. Bu sene Türkiye muhtemelen yüzde 5,5 veya üzeri bir büyüme gerçekleştirebilir. Önümüzdeki 3 yıl içerisinde de yüzde 5,5’luk bir büyüme hedef koyduk" ifadelerini kaydetti.
"İşsizlik oranının tek haneye düşmesini hedefliyoruz"
Son küresel krizden bu yana 7,9 milyon vatandaşa iş imkanı sunulduğunu hatırlatan Şimşek, şunları söyledi:
"Bu sene istihdam çok hızlı bir şekilde artıyor. Normal dönemlerin iki katı kadar istihdam oluşturuyoruz. Ona rağmen işsizlik oranımız yüksek. Hala yüzde 10’un üzerinde. Sebebi de şu; Türkiye’nin nüfusu genç, çalışma çağındaki nüfus hızla artıyor. İş gücünün katılım hızı artıyor. Dolayısıyla Türkiye yılda 1 milyon kişiye dahi iş bulduğu zaman bile zar zor benzer seviyede tutabiliyor. Bizim işimiz biraz daha zor, diğer ülkelerde nüfus yaşlı. Orta vadede biz işsizlik oranını tek haneye inmesini hedefliyoruz. Yüzde 5,5’lik büyümenin bu konuda bize imkan sağlayacağını düşünüyoruz."
"Enerjide dışa bağımlıyız"
Enerji ve cari açık konusuna da değinen Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Rusya yer altı kaynakları bakımından şanslı bir ülke. Ancak Türkiye o kadar şanslı değil. Biz son 10 yılda ortalama yıllık petrol ve doğalgaz ithalatına en az 40 milyar dolar ödüyoruz, bazı yıllar 65 milyar dolara kadar çıkıyor. Türkiye’nin cari açığı o nedenle yüksek. Enerjide dışa bağımlıyız. Cari açığın milli gelire oranı yüzde 4,1 şuan itibariyle. Altını hariç tutarsanız yüzde 3,5 civarı, petrol ve altını hariç tutarsanız, aslında neredeyse dengedeyiz ama gerçek dünyada bunları hariç tutamıyorsunuz. Bizim önemli ölçüde cari açığımız var. Fakat turizmin toparlanıyor olması bu bakımdan iyi bir gelişme. Önümüzdeki dönemde cari açığın yüzde 4’e düşeceğini ümit ediyoruz. Devletin borcunda Türkiye’nin toplam brüt yani devlet borcunun milli gelire oranı yüzde 28 civarında. Gelişmekte olan ülkelerde yüzde 47 civarında bir rakam. Yani Türkiye borç ve açık itibariyle iyi bir noktada diyebiliriz. Bu da bizlere şoklara karşı bize alan tanıyor ve güçlü tepki vermemizi sağlıyor. Geçen sene bizim için çok zor bir yıldı ama biz kamu maliyesindeki alanı devreye soktuk ve Türkiye sadece bir çeyrek küçüldü"
"Eğitimden, kamuya reform gündemde"
Türkiye’nin büyümesine yönelik eğitim, Ar-Ge, iş gücü piyasası, kamu ve sermaye piyasasıyla ilgili reformların gündemde olduğunu belirten Şimşek, "Biz her zaman bir değişim, dönüşüm çabası içerisindeyiz. Bunun için kapsamlı bir reform gündemimiz var. Yüksek, sürdürülebilir ve daha kapsayıcı bir büyüme için rekabet gücümüzü arttırmak, kırılganlığımızı azaltmak için katma değer zincirinde yukarı çıkmak için, dışa bağımlı olmaktan çıkmak için Türkiye’nin reforma ihtiyacı var. Türkiye ne zaman reform yapsa sınıf atlıyor. 1950’den 80’lere kadar alt gelir grubundaydı. 80’li yılların başında reformla orta alt gelir grubuna çıktı. 2000’li yılların başında yaptığımız reformlar sayesinde Türkiye orta üst gelir grubuna çıktı. Şimdi önümüzdeki dönemde yapacağımız reformlarla Türkiye’yi yüksek gelirli ülkeler grubuna sokmayı hedefliyoruz" şeklinde konuştu.
"100 milyar dolarlık hedef mümkün"
Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilere değinen Şimşek, "2008 yılı Rusya, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağıydı. 38 milyar dolarlık ticaret hacmimiz vardı. Devlet başkanlarımızın koyduğu vizyon 100 milyar dolarlık hedef mümkün. Daha çok çabalamamız lazım. Yapılacak çok iş var. Yine zirvedeyken Rusya bizim en çok ithalat yaptığımız ülkeydi, 6’ncı büyük ihracat pazarımızdı. Ben inanıyorum ki Türkiye ve Rusya tekrar o dönemi yakalayacak" dedi.
Einstein örneği
Rus bir gazetecinin ABD ve Avrupa ülkelerinin Rusya ile Türkiye’ye yönelik başlattığı olumsuz algı kampanyalarıyla ilgili sorusuna ise Şimşek, Albert Einstein’ın ‘Ön yargıyı kırmak, atomu parçalamaktan daha zordur’ sözünden örnek vererek şunları söyledi:
"Maalesef batıda Türkiye ve Rusya’ya yönelik olarak, çok ciddi bir olumsuz algı yaratma çabası olduğunu ve bunun sistematik olduğunu görebilirsiniz. Klasik bir takım sıfatlarla Rusya’yı, Türkiye’yi, Rusya’daki yönetimi ve Türkiye’deki yönetimi ifade etme çabası gibi gösteriyorlarsa da aslında arka planında bir ön yargı olduğunu görebiliriz. Biliyorsunuz Einstein ‘ön yargıyı kırmak, atomu parçalamaktan daha zordur’ demiş. Hakikaten Türkiye’nin de Rusya’nın da işi zor. Fakat şu bir gerçek, ne Rusya’da ne Türkiye’de gerçeklik onların iddia ettiği kadar kötü değil. Ama biz yine de iki ülke olarak bir taraftan gerçekliğimizi, performansımızı her yönüyle iyileştireceğiz. Bu bizim için bir itici güç olacak. Onların bu olumsuz kampanyası Türkiye’nin de Rusya’nın da kendini düzene koyması, daha çok reform yapması, daha ileriye daha hızlı koşması için bir vesile olacak. Fakat algıyı da düzeltmek için çaba gerekiyor. Fakat eğer karşı taraf iyi niyetli değilse, çok zor işiniz. Çünkü bir kampanya yürütülüyor onun için en iyisi uzun vadede realiteyi herkes görüyor. Evet, bizim her şeyimiz mükemmel değil, kendim için konuşabilirim ama dışarıda gösterildiği kadar da kötü değiliz. Yani algıyla gerçeklik arasında büyük bir açık fark var. Biz gerçekliğimizi iyileştireceğiz, daha da ileriye gideceğiz. Algıyla da mücadele etmemiz lazım"
Şimşek, her iki ülke arasında ekonomik gelişmenin daha önceki seviyelere çıkabilmesi için vize konusunu gündeme alması gerektiğini de sözlerine ekledi.