Merkeze dönüş başladı
Avrupa’nın sanayi alanında lokomotif sayılan ülkelerine gerçekleştirilen programlar ile ilgili izlenimlerini aktaran Antalya OSB Başkanı Ali Bahar, Almanya ve Fransa gibi ileri teknoloji üretimi yapan ülkelerde merkeze dönüş trendinin başladığına dikkat çekti. Firmaların ucuz işgücü var diye Uzakdoğu’ya fabrika açmak yerine tam otomasyonlu, tüm üretimin robotlar tarafından yapıldığı yeni tesisler kurup işgücü maliyetini sıfıra indirmeyi başardıklarını belirten Bahar, "Şu anda Avrupa’nın birçok fabrikasında sanayi 4.0 konuşulmuyor bizzat uygulanıyor. Adidas artık ürünlerini Vietnam’da değil, Almanya’da kurduğu ve tam otomatik sanayi robotlarıyla donattığı fabrikasında üretmeye başlamıştır. Bu trendin diğer firmalara sirayet etmesi ise an meselesidir. Çünkü üretim ve lojistik maliyetlerinin düşürülmesini, üretimin tüm kademelerinden insan faktörünün çıkarılmasını, en önemlisi merkezde, işin kalbinde üretim yapılmasını sağlamaktadır" dedi.
Afrika faktörü
Ucuz ve vasıfsız emek ile üretilen bütün sanayi üretimlerinin Uzakdoğu’ya kaydığını hatırlatan Bahar, "Ancak gördüğünüz gibi bu durum geçerliliğini yitirmek üzeredir. Teknolojinin, üretimde tam hakimiyet sağlamasıyla birlikte Uzakdoğu oyunun dışına kalacaktır. Ayrıca madalyonun öteki yüzünde Afrika gibi bir başka alternatif vardır. Tarım, sanayi ve bu gibi emek yoğun işlerde salgın hastalıklardan, terörden ve savaştan kurtulmuş bir Afrika devreye girdiği zaman teknolojisi düşük, ucuz emek gerektiren işler lojistik ve ucuz hammadde gibi avantajları nedeniyle Afrika’ya gidecektir. İşte o zaman bizim yapmış olduğumuz tüm bu işler çöp olacaktır. O yüzden Türkiye hiç zaman kaybetmeden teknolojisini, eğitim reformları ile beşeri sermayesini geliştirmeli, Ar-Ge ve inovasyon alanında elle tutulur atılımlar yapmalı, iş gücü vasıflarını hızla yükseltmeye yönelik somut adımlar atmalıdır" şeklinde konuştu.
İşbaşı eğitimleri
Yeni trend karşısında çok hızlı davranılması gerektiğine vurgu yapan Bahar, "Dünyaya entegre olmaya çalışırken başka bir soruna yol açmamamız, bu dönüşümün ülkemizde meydana getireceği çelişkiyi iyi analiz etmemiz gerekiyor. Almanya bu teknolojiye hızlı bir geçiş yapabilir, çünkü nüfusu yaşlı ve bu nedenle istihdam sorunu bizimki kadar devasa olmaz. Türkiye’de ise Almanya’nın aksine genç bir nüfus söz konusu. Mevcut iş gücü böyle bir geçişin ardından ne yapacak sorusu bahsettiğim çelişkinin can bulduğu noktadır. Bu tür bir dönüşüm özellikle niteliksiz iş gücü kapsamında yüksek bir işsizlik dalgasını da beraberinde getirecektir. Mevcut potansiyeli sistemin dışında bırakmamak için iş başı eğitim programları geliştirilmeli, bu sayede yeni yetişen gençlerimizle birlikte okullarından mezun olup iş hayatına atılan kitleleri de küreselleştirecek top yekün bir dönüşümü planlamalıyız" ifadelerini kullandı.