-Soruları ders ders değerlendirecek olursak?
Burcu Haboğlu Baba: Sınav sözel ve sayısal oturum olmak üzere iki oturum şeklinde tamamlandı. Sözel oturumun yorumlarına ve sınav sonucuna bakılarak kolay olduğu söylenebilir ancak sayısal oturumda Fen Bilimleri ve Matematik sınavının ilk oturuma göre zor olduğunu söylemem mümkün.
Özellikle bu sınavın geneline baktığımızda matematik dersinin bu sınavın belirleyicisi olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü matematikteki sorular kazanımlarıyla ilişkilendirildiğinde bir sorunun içinde birden çok kazanımın olması ve işlem adımlarının fazla olması soruların olduğunu gösteriyor. Hatta 20 sorunun 10 sorusu zor, geri kalanının da orta güçlükte olduğunu söylemek mümkün, yani sınavın genel açısından bakıldığında matematik dersinin belirleyici olduğunu söyleyebiliriz. Sayısal oturumlarla devam edecek olursak, fen bilimleri dersini de yine TEOG ile kıyasladığımızda deney sorularının daha çok olduğunu söyleyebiliriz. Deney yorumlama sorularının ve çıkarım yapma sorularının fazlasıyla yer aldığını bu yüzden sayısal oturumun zor olduğunu genel anlamda söyleyebiliriz. Sözel oturuma baktığımızda; bu yıl özellikle Türkçe ve İngilizce dersinde önceki yıllara kıyasla soru çeşitliliğinin fazla olduğunu söyleyebiliriz. Türkçe dersi için önceki yıllardan farklı olarak uzun paragraflık bir metnin yer aldığını ve bu paragraftan yola çıkarak öğrencinin birden çok soruyu çözmesi beklendiğini görüyoruz. Yani uzun bir metin verilmiş ve bu metne bağlı kalarak öğrencilerden dört soruyu yada üç soruyu çözmeleri istenmiş. Bu önceki yıllarda çıkan Türkçe sorularıyla farklı bir durum, soru tarzlarında yine farklılıklara gidilmiş metin kıyaslama, analiz yapma, çıkarım yapma, mantık, düşünme becerilerini ölçme gibi sınav sorularının fazlasıyla olduğunu söyleyebiliriz. İngilizce dersinde ise TEOG ve TEOG’dan önce yapılan SBS’den farklı olarak, İngilizce sorularında soru kökleri soru yönergesinde Türkçe yazılıp, sorular İngilizce olarak yer alırken bu yıl ilk kez soru köklerinin başlarda verilen ifadelerinde İngilizce olması önemli bir detay İngilizce dersi için. Ayrıca TEOG’dan farklı olarak SBS’ye dönük soruların İngilizcede olduğunu görüyoruz. Sorularda öğrencilere bir yönerge verilerek soruları görsel olarak yorumlamaları bekleniyor. Bu da yine TEOG’dan farklı bir soru çeşiti olarak karşımıza çıkıyor. Yine İngilizce dersinde TEOG’dan farklı olarak önceki yıllarda grafik ve tablo yorumlama sorularına sıklıkla yer verilirken bu sınavda hiçbir sorununun çıkmaması da bir diğer farktır.
-Geçen yılla bu yıl arasındaki farklara öğrenciler nasıl hazırlandı?
Burcu Haboğlu Baba: LGS’ye yönelik örnek sorular dikkate alınırak yaptığımız çalışmalarda soruların TEOG’dan farklı olrak daha çok yorum analiz ve kavrama düzeyinde geleceğini bekliyorduk ve bu yönde hazılıklarımızı gerçekleştirdik. Nitekim sorular da hazıklıklarımıza yönelik geldi.
-Adayların yüzde kaçı sınavla, yüzde kaçı sınavsız yerleştirilecek?
Burcu Haboğlu Baba: Şu an 1 milyon 300 bin öğrenci var ancak liselerin kontenjanlarına baktığımızda sadece 126 bin 500 lük bir kontenjan görüyoruz. 1 milyon 300 bin öğrenci sınava girmedi, açıklamalar yaklaşık 1 milyonluk öğrencinin sınava girdiği yönünde. 1 milyonluk öğrencinin yanında liselerin sınavlarla alan kontenjanı açıklandığında, 126 bin 500’lük bir kontenjanın olması söz konusu şu an. Bu kontenjanları ayırırsak Fen Liselerinin yaklaşık 35 bin, Anadolu liselerininde 35 bin 126 olduğu düşünülürse kontenjanın yaklaşık 70 bininin Fen ve Anadolu liselerinin kontenjanı oldugunu söylemek mümkün. Geri kalanlar da meslek liseleri, imam hatip liseleri olarak ayrılıyor.
-Bundan sonraki yıllarda sınava girecek adaylara önerileriniz nelerdir?
Burcu Haboğlu Baba: Çok soru çözmek değildir önemli olan, asıl yapılması gereken konuyu derinlemesine kavramaktır. Asıl odağını soru çözmeye yönelten öğrencilerde soru tipine göre çözüm aradığını hatta buna göre taktikler geliştirdiğini görüyoruz. İşte bu gerçek öğrenme olmuyor ve gerçekten öğrenmeyi ölçen bir sınavda da öğrenci başarılı olamıyor.
Kapanıp saatlerce ders çalışmak yerine okulda öğretmenlerden verimli fayda sağlamak, sınıf ortamında etkileşimle öğrenmek, farklı görüşleri ,öğrencilerin farklı sorularını tartışmak öğrencinin gelişimi için faydalı olacaktır.
Sonuç olarak çok soru çözen değil, düşünme becerisi kazanmış öğrenci başarılı oldu! Okulların öğrencileri ilkokuldan hatta daha da önemlisi anaokulundan itibaren bilişsel becerilerini geliştirmeye yönelik hazırlaması gerekiyor. Satranç, akıl oyunları en çok da kodlama ile ilgilenen öğrenciler fark yaratıyor.