Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Çetin Türkyılmaz, felsefe ile bilgelik arasındaki bağlantıyı konu edindiği konuşmasında, felsefenin, ortaya çıktığı ilk dönemlerinden itibaren bilgelik yönünde bir çabayı ifade ettiğini, bilgeliğin ise kendini bilmekle ilgili olduğunu vurguladı. Tarihsel olarak Sokrates ve sonrasındaki felsefe akımlarında, örneğin Stoa düşüncesinde "Bilge kişi"nin nasıl bir rol oynadığını, daha sonraki felsefi düşüncelerde de, örneğin Spinoza'nin düşüncesinde bu rolün nasıl bir önem kazandığını aktardı. Günümüz dünyasında ise bilgeliğin nasıl mümkün olabileceğini sorgulayan Türkyılmaz, felsefi düşünce çerçevesinde insana, yaşama ve varlığa yeniden bakmanın önemine değindi.
“Felsefenin başlangıcında aşk var” diyen Türkyılmaz, “Felsefenin adının kedisidir philosophia. Bu kelime bize doğrudan doğruya bilgelikle olan ilişkiyi veriyor. Çünkü Yunanca’da sophia bilgelik demektir. Philosophia da bilgelik çabası yolunda olma çabası demektir. Yani bilgeliğe tutkun olmak, bilgeliğe aşık olmak, bilge olmak için çabalamak, onu sevmektir. Yani felsefenin başlangıcında bir aşk var ama bu herhangi bir kişiye aşık olmak, herhangi bir nesneye aşık olmak demek değil, bilgelik denen şeye aşık olmaktır. Bu başlangıcında böyle tasarlanmıştır ve en başında Herakleitos ve Pythagoras var” dedi.
Programın sonunda Felsefe Kulübü Başkanı Ece Müker, davetlerini kırmayan ve üyeleriyle bir araya gelen Doç. Dr. Türkyılmaz’a teşekkür etti ve daha sonra Müker, Türkyılmaz’a Alaaddin Keykubat mührünü takdim etti.