Antalya’nın Alanya ilçesinde iki ay önce PKK protestoları gerekçesiyle meydana gelen olaylarda, Mahmutlar Mahallesi'nde oturan Adıyamanlı Hüseyin Sertaç Kılınç’ın dürümcü dükkanını yanmış ve iş yeri kullanılamaz hale gelmişti. Kılınç, saldırı sonrası '5233 sayılı Terör ve Terörden Doğan Zararların Karşılanması' hakkında kanun kapsamında Alanya Kaymakamlığı’na başvurarak, zararının ödenmesini talep etti. Kaymakamlık, bu saldırıların Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren eylemlerden olmadığını, yani ‘terör’ sayılamayacağını belirterek Kılıç’ın talebini reddetti.
Başvurusunun reddinden dolayı üzüntü yaşadığını belirten Kılınç, "Kaymakamlığa olaylardan sonra en doğal hakkımız olan maddi kaybımızın hakkını aramak için kapısını çaldık. Bunla ilgili perşembe günü elimize resmi bir yazı geldi. Yazıda 'Terör bulgusuna rastlanmamıştır. Jandarma komutanlığı ve emniyet müdürlüğünün gönderdiği raporda delil unsuru yoktur' deniliyor. Bin 500 kişi benim dükkanıma girdi. Ben 1 ay boyunca saldırıya uğradım. Eline taş alan benim dükkanıma attı. Biz buradan her gün 1 kamyon taş topluyorduk. Ne delilinden bahsediyorsunuz" ifadelerini kullandı.
“DÜKKANIMDAKİ TÜRK BAYRAĞINI ÇALDILAR"
Kılınç, terör olaylarından sonra büyük korku yaşadıklarını anlatarak, "Konvoylar burada tur atarken sözlü tacizlere uğradık. Dükkanımın önünde durup bir günde 32 kez İstiklal Marşı okuduğumuzu hatırlıyorum. İstiklal Marşı bizimde marşımız, bayrak bizimde bayrağımız onlara bir sözüm yok. Burada konu marşımız veya bayrak değil. Burada yaşadığımız ırkçılıktır. Burası bir savaş bölgesi değil. Burası Filistin değil. Burası Türkiye turizminin gözbebeği Alanya. Ben adam öldürmedim. Dükkanımın yakılıp, yıkıldığı gün Mahmutlar bölgesinde yaklaşık 10 iş yeri aynı anda yandı. Ben evimden dükkanımın yandığını izledim. Dükkanım yanarken rahatladım. Şu duyguları hissettim; 'Allah'ım ben şuan rahatladım. İnşallah dükkanımı yakanlar da rahatlamıştır.' Çünkü 1 ay boyunca benim dükkanımı yakmak için mücadele ettiler. Ben 'Suçum nedir?' diye sorduğumda kimse cevapta veremiyordu. Ülke mi kurtuldu, şehitlerimiz toprağın altından mı kalktı. Ben vatanın evladıyım. Benim dükkanımdaki Türk bayrağını çalıp sırtlarına astılar ve dükkanımı taşladılar. Onlar vatansever oldu bende vatan haini. Bu vatan bizimse hepimiz koruyacağız, birlikte olacağız ve sarılacağız" diye konuştu.
KAYMAKAMDAN CEVAP
Yardım talebinin geri çevrilmesi iddiasına yanıt veren Alanya Kaymakamı Dr. Hasan Tanrıseven, başvuruların hepsinin değerlendirildiğini sadece olayların ‘Terör ve Terörden Doğan Zararların Karşılanması’ hakkında kanuna tabi olmadığını söyledi. Bu başvuruların 5233 sayılı kanun çerçevesinde değerlendirilmeyip, yeni bir bütçe ve soruşturmayla ele alındığını kaydeden Kaymakam Tanrıseven şunları söyledi:
“Yaşanan olayların ardından iş yerleri zarar gören vatandaşlarımızın tespitini yaparak valiliğimize gönderdik. Valilikten gelen yazıda bu zararların 5233 sayılı kanuna girmediği belirtildi. Ancak valiliğimiz başbakanlığın 11 Eylül 2015 tarihli genelgesine göre işlem yapılması gerektiğini belirtti. Genelgede ise ‘Son dönemlerde yaşanan terör olaylarını protesto etmek amacıyla yapılan eylemler sırasında oluşan zararlar için başbakanlık acil destek giderleri ödeneğinden valiliklere yardım yapılacağı ve bu çerçevede zarar gören vatandaşların isimlerinin belirlenmesi’ şeklinde yayınlanmıştır. Aynı genelge İçişleri Bakanlığı tarafından Antalya Valiliği’ne, valiliğimizce de bize gönderilmiştir. Bizler de olayda zarar gören vatandaşların detaylı bilgilerini dilekçe ve dokümanlarla birlikte valiliğimize aktardık. Bu değerlendirmenin sonucunda da zararlar karşılanacaktır. Biz de Alanya olarak yardım yapılması konusunda gelecek olan kararları bekliyoruz.”