Geçtiğimiz 14 Mart akşamı Muratpaşa ilçesi Konyaaltı Caddesi Atatürk Parkındaki falezlere gelen üniversiteye hazırlık öğrencisi Ufuk Karakaya, henüz belirlenemeyen bir nedenle yaklaşık 30 metre yükseklikteki falezlerden denize düştü. Haber verilmesi üzerine olay yerine gelen deniz polisi ve itfaiye ekipleri arama çalışmalarında Karakaya'yı bulamadı. Sabah devam edilen çalışmada kıyıdan yaklaşık 100 metre açıkta deniz dibinde Ufuk Karakaya’nın cansız bedenine ulaşıldı. Oğlunun ölüm haberiyle yıkılan eşinden ayrı Afyonkarahisar’da yaşayan anne Fatma Başyılmaz, oğlunun ölüm nedenini araştırmaya başladı. Oğlunun düştüğü falezler üzerinde inceleme yapan anne Başyılmaz, falezlerin işletme olmayan bölümlerinde ve oğlunun düştüğü yerde herhangi bir güvenlik önleminin olmadığını gördü. Cep telefonu kamerasıyla bu alanları görüntüleyen Başyılmaz, kaza ve felakete davetiye çıkardığını iddia ettiği falezlerin SİT alanı olması gerekçesiyle korkuluksuz bırakılmasına tepki gösterip, eksikliklerin giderilmesi için çeşitli kurum ve kuruluşlara dilekçelerle başvuru yaptı.
3 aydır yaptığı girişimlere rağmen bir sonuç alamayan Fatma Başyılmaz, imza kampanyası başlattı, ayrıca konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşımaya hazırlanıyor.
"Telefonla görüştü, sonra ölüm haberini aldı"
Ramazan Bayramında oğlunun Kurşunlu Mezarlığı’ndaki mezarını ziyaret eden anne Başyılmaz, gerekli güvenlik önlemleri alınsaydı oğlunun hayatta olabileceğini iddia etti..
Oğlunun düştüğü falezlerden uzun süre denize bakan anne Başyılmaz, “ Olayın yaşandığı 14 Mart gecesi oğlumla telefonla görüştük. Canının sıkıldığını, bunaldığını hava almak için dışarı çıkıp yürüdüğünü söyledi bana. Ama ben mekan olarak falezler olduğunu bilmiyordum. 15 dakikaya yakın telefonla görüştük eve döneceğini söyledi ben ertesi gün oğlumun ölüm haberini aldım. Olayın nasıl olduğunu internet üzerindeki haberleri okuyarak öğrendim.”diye konuştu.
"İlgili tüm kurumlara dilekçe yazdı"
Oğluna yardım çağıran görgü tanıklarıyla da görüştüğünü dile getiren Fatma Başyılmaz,“ Oğlum suyun üzerinde 20 dakikaya yakın “kurtarın beni, yardım edin, imdat” diye bağırmış. Yukarıdakiler kendisine duba atıyorlar fakat birkaç metre ilerisine düşüyor, kendisine “suyun üzerinde kal, ayakkabılarını çıkar, elbiselerini çıkar, sırt üstü yat” diyorlar. Muhtemelen çocuk dalga sesinden duyamamış. Işıklandırma yok, tedbir yok, tabela yok. Benim ilgili kurumlarla yaptığım yazışmalar sonucunda sadece tabela dikildi. Buraların SİT alanı olduğu için çivi bile çakılamayacağı söyleniyor. İçişleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kültür Turizm Bakanlığı, CİMER ve BİMER hepsine yazı yazdım.”dedi.
"İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağım"
Önemli günlerde mezarlık beklediğini kaydeden Başyılmaz, “ Başka anaların canı yanmasın, ağlamasın. Gündüz gözüyle bile bu kadar tehlikeli buralar. Sebep ne olursa olsun bu tür alanlarda can kaybı yaşanmasın. Her hafta falezlerde, internette birilerinin düştüğünü, intihar ettiğini, yaralandığını okuyorum. Yetkililerden istediğim buralara tedbirler alın. Güvenlik kameraları konulabilir. SİT alanı olması engel değil. Uşak’ta cam teras var. Orası da SİT alanı nasıl yaptılar oraları. 2 metre ileride işletmeler yapabiliyor da devlet yetkilileri buraya mı yapamıyor. 28 Mart’tan itibaren haftada 4 gün yazışma yapıyorum. Cumhurbaşkanıma sesleniyorum, bir anne olarak kendisiyle görüşmek istiyorum. Gözlerimdeki ifadeyi görsünler ve buraların düzenlenmesi için talimat versinler. Mücadeleme son nefesime kadar devam edeceğim, gerekirse İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracağım. Kolluk kuvvetlerimiz buraların güvenliği için yetmiyorsa özel güvenlik tutsunlar.”ifadelerine yer verdi.
"Oğlunu rüyasında gördü"
Oğlunun hayat dolu ve uysal biri olduğunu dile getiren Başyılmaz, “Otopsi raporunda her hangi bir yabancı madde yok. Vücudunda kırık dahi yoktu. Geçen haftada oğlumu rüyamda gördüm. Buralardayız birlikte, ‘Anne taşlar, kayalar koptu ayağım kaydı düştüm’ diye sesleniyordu.“diye konuştu.
"Yüzüğü ve saati çıkarmıyor"
Oğlunun denize düştüğün andaki kolunda olan saati ve parmağındaki yüzüğünü kendisinin takmaya başladığını kaydeden anne Başyılmaz,oğlunun intihar edecek biri olmadığına dikkat çekti.