Ev hanımı Ebru Türk ve 17 yıl önce askerde terör saldırısında sol kolu ile sol gözünü kaybeden Salih Türk, 4 yıl önce dünya evine girdi. İlk evliliğinden iki çocuk sahibi olan Ebru Türk, 2014 yılının bahar aylarında bir erkek bebeğe hamile olduğunu öğrenince çift büyük mutluluk yaşadı. 2015 yılının kasım ayının ilk haftasında sezaryenle doğumu planlanan Ebru Türk, iddiaya göre bu süre zarfından tüm kontrollerine zamanında gitti ve bebeğinin sağlık durumunu yakından takip etti. Özel bir hastanede işlemlerine devam eden Ebru Türk, sezaryenle verilen doğum tarihine bir iki gün kala fenalaştı ve hastaneye başvurdu.
Mezarında ağlıyorlar
İddiaya göre, kontrolleri yapılan Ebru Türk'e bir gün önce sağlıklı olan bebeğin 'ani ölüm' denilerek kaybedildiği söylendi. ‘Tuğra’ ismini vermeyi planladıkları bebeklerinin ölümünde hastane ve doktorun ihmali olduğunu düşünen aile hukuk mücadelesi başlattı. Salih Türk, yaşadıklarını atlatamayan Ebru Türk’ü memleketi Muğla’ya götürmeye karar verdi. 1 yıldır Muğla’da yaşayan aile duruşma ve özel günlerde geldikleri Antalya’da kucaklarına alamadıkları ve ismini Türk bebek koydukları bebeklerinin mezarını ziyaret edip, dua ediyorlar.
"Duruşma bizden yana gidiyordu"
İkinci duruşmaya katılan ve verilen karar karşısında yıkılan Ebru Türk, bugün bebeğinin mezarı başında göz yaşlarına boğuldu. Bebeğini kaybettikten sonra hayatın kendisi için hep kötü gittiğini dile getiren Türk, "İlk duruşma Mayıs ayında yapıldı, bizim için olumlu geçti. Avukatlarımız ve kendi çabalarımız, mahkemeye sunduğumuz tüm evraklar sayesinde duruşmayı bu kasım ayına erteletmiştik. Bizden yana giden duruşma bir anda hakim davada ne tanık dinledi, ne de gelen bir evrak yok deyip davayı kapattılar" dedi.
"Tüm delilleri sunduk"
Doktorun kusurlu olduğu bir davada ceza beklediklerini kaydeden Ebru Türk, "Ceza almasını istiyordum. Ciğerimin yangının biraz sönmesini isterdim. Benim eşim evlat sahibi olamıyor. O hakkımı aldılar. Baba olamıyor. Doktor çocuğumu karnımdan alırken, 'Senin daha 4-5 çocuğun olacak' diyen doktor hala beni suçluyor. Tüm delilleri sunduk. O evraklar incelenmedi, tanık dinlenmedi, davayı kapattılar. Cumhurbaşkanıma sesleniyorum, benim çocuk doğurma hakkımı aldılar. Ne olur duysun sesimizi eşim asker gazisi.Toprağa verdi evladını. Bu davanın sonuna kadar arkasındayım. Duyun sesimizi" ifadelerine yer verdi.
"Adalet istiyoruz"
Bu vatanın gazilerinden biri olduğunu dile getiren Salih Türk, "Bebeğim doğacağı güne kadar sağlıklıydı, doktorlar kontrollerini yapıyordu. Sıkıntımız yoktu. Tüm taramaları yapılıyordu. Her gün doktordan ayrılmayan eşim suçlu olarak gözüküyor. Suçu neymiş 9 ay boyunca iyi bir hasta değilmiş. Bebeğimin otopsi raporunda ne bir nikotin ne de alkol bulgusu çıktı, tertemizdi.Çocuğumun ölüm sebebi bile belli değil. Buna rağmen doktorun bir de Adli Tıp Kurumu raporunda kusurlu olduğu çıktı. Mahkeme yoluna başvurduk. Adalet diyorum. Adli Tıp Kurumu raporunda çocuğumun hiçbir sağlık sorunun olmadığı yazıyor" dedi.
"Davanın ertelenmesini bekliyorduk"
Eşinin suçlandığını kaydeden Salih Türk, "Yargılama oldu, doktorun kusurlu olduğu halde elimdeki tüm delilleri tanıkları sunduğum halde hastanenin hiçbir belge sunmayışı ortada. İkinci mahkeme görüldü, hakim beraat verdi. 'Tanığın hazır olmadığı, hastanenin yazılan müzekkereye cevap vermediği anlaşıldı' diyor. Müzekkereye cevap verilmedi diyor. Müzekkerenin getirilmesini, davanın ertelenmesini bekliyorduk. Direkt beraat. İki tane adli tıp raporu var kusur olduğu ortada. Gerekirse İnsan Hakları Mahkemesine gideceğim. Şu an çocuk sahibi olamıyorum. Biz adalet istiyoruz, yüreğimizi soğutsunlar, hiçbir anne baba evlat acısıyla yanmasın" diye konuştu.
"Bizim ne günahımız vardı"
Eşinin olayın acısını atlatamadığı için şehir değiştirmek zorunda kaldıklarını ifade eden Salih Türk, "Bizim ne günahımız vardı. Benim çocuğumun ölüm sebebi varken neden suçlu ceza almıyor. Delil evrak sunduğum halde dosyam kapatılıyor. Devletin gazisiyim. Dosyaya bakılmadan, incelemeden beraat. Arkamda bir eşim ve annem babam var. Bize de sahip çıksınlar. Doktor suçsuz da neden doktor kusurlu yazıldı. Adalet istiyoruz" dedi.
İstinafa gidecekler
Ailenin avukatı Kemal Antika, hastaneden istenen belgeler gelmeden ve tanığın dinlenmeden sanığa beraat verildiğini ileri sürerek, "Adli Tıp Kurumu raporu geldi, buna göre iddianame kabul edildi. Davanın açılmasına dayanak olan Adli Tıp Kurumu kararıyla doktorun beraatına yeterli görüldü. Oysaki ilgili karar sebebiyle yargılanmasına karar vermişti savcılık. Yeterli inceleme yapılmadan, delil toplanmadan karar verilmesi kanımızca hatalıdır. İstinaf mahkemesine gideceğiz. Bu dosyanın kolay kolay peşini bırakmayacağız" dedi.