İntihar eden kadın polisin meslektaşı 'Kasten öldürmeden' yargılanıyor

Antalya'da beylik tabancasıyla intihar ettiği ileri sürülen kadın polis memurunun, olayla ilgili tutuksuz yargılanan meslektaşı hakim karşısına çıktı. Savunmasında maktul Sultan Tat'ın olay günü ağlayarak, 'Ben ölmek istiyorum. İnsanları sevmiyorum. Bir gün karar verirsem kendimi şu ağaca asacağım. Medyatik olurum' dediğini iddia eden sanık, Tat'ın intihar ettiğini söyledi. Sultan Tat'ın annesi ise kızının cinayete gittiğini öne sürerek, "Benim yavrumu yaktı. Benim yavrumu dalından kopardı, yavrusundan ayırdı. Günyüzü görmesin” dedi.

Edinilen bilgiye göre, olay, 19 Temmuz 219'da Çakırlar bölgesinde meydana geldi. İddialara göre, polis memuru Sultan Tat, aralarında arkadaşlık ilişkisi olduğu ileri sürülen meslektaşı F.A'nın yanındayken henüz belirlenemeyen sebeple beylik tabancasıyla intihar etti. Olaydan sonra çıkarıldığı nöbetçi hakimlik tarafından adli kontrol hükümleri uygulanması şartıyla serbest bırakılan F.A., olay hakkında hazırlanan iddianamenin kabul edilmesiyle Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'kasten öldürme' suçundan hakim karşısına çıktı.

Duruşmaya tutuksuz sanık F.A. SEGBİS aracılığıyla katılırken, ölen Sultan Tat'ın annesi Emine Tat, babası Fuat Tat ve taraf avukatları salonda hazır bulundu.

"Araçta başını omzuma dayadı, ağladı"

F.A., Sultan Tat'la arasında gönül ilişkisi olduğunu, maktulün psikolojik sorunlar yaşadığını söyledi. Olay günü Sultan Tat'la Kargıcak mevkiine gittiklerini kaydeden F.A., “Alkol aldık. Orada bana ‘Ben çok kötüyüm. Ölüyorum. Çok mutsuzum. Ben ölmek istiyorum. İnsanları sevmiyorum. Bir gün karar verirsem kendimi şu ağaca asacağım. Medyatik olurum' dedi. Ben de evinin, işinin olduğunu söyleyerek onu teselli etmeye çalıştım. Araçta başını omzuma dayadı, ağladı. Gözyaşlarını sildim. Evine götürecektim ama o gitmek istedi. Çakırlar mevkiinde dere kenarına bir yere gittik. Sultan bana hayattan zevk almadığını, sürekli ölmek istediğini söylüyordu. Olduğumuz yerden yeni hareket etmiştik ki, tuvalete gideceğini söyleyerek aracı durdurmamı istedi. Ben durmak için yavaşlayınca elinin altıdaki çantasından silahı çıkardı. Doldur boşalt yaptı ve silahı kafasına dayadı. Ben de eline sarıldım ‘yapma, ne olur' dedim. Bana zarar gelmemesi için bulunduğum yeri terk etmemi istedi. Elindeki silahı almaya çalışırken, Sultan araçtan inmeye çalışıyordu. Silahın ateş alıp vurulacağını düşünerek geri çekildim. O sırada Sultan araçtan indi ve aracın arka tarafına gitti. Yanına gittiğimde silahı bana doğrultarak, ‘git buradan, çoluğun çocuğun var' dedi. Ben de gitmeyeceğimi ve onu eve götüreceğimi söyledim. Bu sırada ‘git buradan F.' dedikten sonra silahı ateşledi. 112'yi aradım” diye konuştu. Maktulün ailesi ise kızlarının intihar etmediğini belirterek, sanığın cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti ise duruşmayı erteledi.

"Vurduysa ‘ben vurdum' desin"

Duruşma sonunda açıklamada bulunan Sultan Tat'ın babası Fuat Tat, kızının intihar etmediğini belirterek, öldürüldüğünü ileri sürdü. “Vurduysa ‘ben vurdum' desin. ‘Ben bunu vurdum, öldürdüm' desin. Bu diyemez. O delikanlı olamaz” dedi.

"Benim yavrumu kasten öldürdü"

Anne Emine Tat, sanığın kızını tehdit ettiğini iddia ederek, “Yavrum arkadaşlarından medet ummuş. Olay günü kızımı ‘konuşalım' diye alıyor. Arabasını park ettiriyor. Emanet arabayla çocuğumu götürüyor karanlık bir yerde çaresiz koyup öldürüyor. Darp ediyor. Sonra 11 dakika kayboluyor. Telefon kayıtlarında 112'yi arıyor emniyeti arıyor, karısını ve çocuğunu arıyor. Benim yavrumu kasten öldürdü. Mesajlarında, ‘ben Antalya'yı dize getirmiş insanım sen kimsin diyor'? Benim yavrumu yaktı. Benim yavrumu dalından kopardı, yavrusundan ayırdı. Günyüzü görmesin” ifadelerini kullandı.

"İnfaza götürdü"

Sultan Tat ve F.A'nın gönül ilişkisi olduğunu söyleyen Tat'ın kuzeni Murat Büyükayvaz, "Sultan, F.A'nın evli olduğunu anlayınca ayrılmak istiyor. F.A., kabul etmiyor. Benim kuzenim ilk eşinden ayrılma sebebi aldatılma ve dayak. ‘Sen 10 tane kadınla da ayrılsan yine seninle beraber olmam' diyor. Kesip atmaya çalışıyor. Bu sanık, 'son bir kez görüşelim' diye kuzenimi alıyor, 19 Temmuz'da Kargıcak'a götürüyor. İçki içirdikten sonra kuzenim, ‘oğlum aradı' deyip erken kalkmak istiyor. Erkenden kalkıyorlar ama evine götürmüyor. Evinin önünden geçip en ıssız yere götürüyor. Bir insan psikolojisi bozuk olan bir kadını hangi maksatla ıssız bir yere götürür? Ben olsam en kalabalık yere götürürüm ama bu infaza götürüyor. Ben gece bir buçukta o yeri gezdim. Ne için götürebilir? İntihar etmek isteyen insan oraya gitmez ki. Öldürmeye götürür oraya. İlk önce 112'yi aramıyor. Ekip arkadaşlarını arıyor, daha sonra karısını ondan sonra 112'yi arıyor. Neden? Ben bu kayıtların çıkmasını istiyorum. Deliller karartılıyor. Daha önce bu olay intihar olarak geçiyordu. Silahta parmak izi yok, ellerde sıvap ve barut izi var” dedi.