MESLEĞE BABASININ VE DEDESİNİN YANINDA BAŞLADI
Babasının ve dedesinin yanında 7 yaşında çıraklıktan başladığım çan imalatı mesleğini talep sebebiyle bırakamadığını söyleyen Küçünçancı, "Babamdan kalan iş yerimde devam ettiriyorum. Bir çan otuz üç kere elden geçiyor. Çancılık mesleği halen geçerli. Çan almak isteyen ayağımıza kadar geliyor. Ama artık ben yaşlandım. Eskisi gibi yoğun çalışamıyorum. Çan yapımı kolay değil. Çok aşamadan geçiyor. Birebir alın teri diyebiliriz. Koyun çanı keçi çanı ve köpekler için de farklı çanlarımız var” dedi.
SOY İSMİNİ MESLEĞİNDEN ALMIŞLAR
Çancılık mesleğinin atalarından kaldığını belirten Küçükçancı, "Atalarımız Akseki´nin Cemerler mahallesine asırlar önce yerleşmişler. Soyadı kanunu çıkınca dedelerimiz soy ismimizi Küçükçancı olarak koymuşlar. Babam bu mesleği dedemden, dedem ise babasından, dedemin babası ise yine babasından öğrenmiş. Ben dördüncü kuşak çan ustasıyım. 4 oğlum 2 kızım var. Sadece köyde birlikte yaşadığımız oğlum Ali bu mesleği öğrendi. Fakat o hayvancılık yapıyor. Bu mesleği yapmıyor. Diğer çocuklarım ise Antalya´da başka mesleklere yöneldiler" dedi.
ÇANLARA AKORT UYGULANIYOR
Çancı ustası, 71 yıldır bu işi yaptığını ve kulaklarının bu işte uzmanlaştığını belirterek büyüklüğüne göre yaklaşık 15-20 dakikada üretilen bir çana 5 -10 dakika süren akort işlemi uyguladığını söyledi. Küçükçancı, "Çanın sesinin güzel çıkması lazım. Bunun için çanı ocakta güzel kaynatacaksınız. Kaynağını iyi yapacaksınız. Çekiçle fazla döverseniz sesi bozulur. Biz yıllarca akort yaptığımız için çan ´sese geldiği´ zaman hemen anlıyoruz" dedi.
Günde büyüklüğüne göre 20-30 çan üretebildiklerini, ürettikleri çanları bölgedeki çobanlara ve toptancılara ebatlarına göre 10 ile 30 TL arasında değişen fiyatlarla sattıklarını ifade eden Küçükçancı, "Biz çanları el emeğimiz ile bin bir güçlükle üretiyoruz. Çobanlar zaten el yapımı çanları tercih ediyorlar. Fabrikalarda preste basılan çanlarda 'şişirme işlemi' yapılmadığı için sesi çok iyi olmuyor" dedi.
Halil Küçükçancı, yaptıkları işin çok zahmetli olduğunu, yaz kış çekiçle ateşin yanında çalıştıklarını vurguladı. Ata mesleğini yaşatmak için elinden geleni yaptıklarını anlatan Küçükçancı, "Benim dedelerim zamanında bu iş yapılıyormuş. O zaman köyde çekiç sesleri yükselirmiş. Şimdi ise bizden sonra bu sanatı yapacak kimse kalmadı. Çok fazla ücret kazanamamamıza rağmen mesleği şimdilik sürdürüyoruz" diye konuştu.