ATSO'DAN CUMA HUTBESİ ÖNERİSİ

Bölge

ATSO Başkanı Davut Çetin, Kasım ayı olağan meclisinde Cuma hutbesinde tuvalete sağ ayakla mı, sol ayakla mı girilir tartışmaları yerine hutbede ticaret ahlakının, vergi kaçırmamanın ve dürüstlüğün konuşulması gerektiğini iddia etti.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Kasım ayı meclis toplantısı ATSO binası meclis toplantı salonunda Meclis Başkanı İzzet Bayar’ın başkanlığında ATSO Başkanı Davut Çetin ve meclis üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi.

“G20-B20 GEREKLİ DÜZEYDE KONUŞULMADI”
ATSO Başkanı Davut Çetin, mecliste yaptığı konuşmada Antalya’da düzenlenen G20 zirvesine değindi. Dünyanın her yerinde Antalya isminin duyulmasının olumlu bir etki oluşturduğunu belirten Çetin, zirvenin Antalya dışında bir yerde yapılmasının mümkün olmadığını söyledi. Paris’teki terör olayı nedeniyle zirveye ilginin az olduğunu belirten Çetin, “Paris katliamı olmasaydı, Antalya’ya ilgi daha fazla olurdu, belki liderleri bir golf oynarken veya Aspendos gibi tarihi bir mekanı ziyaret ederken de görebilirdik. Keşke, imkan olsaydı, Aspendos’ta bir konser olsaydı. Liderler EXPO alanını görseydi, müthiş bir tanıtım olurdu, ama bu kadarı da büyük bir olaydır. G20 ve B20 gündemi Türkiye’de gerekli düzeyde konuşulmadı. Oysa G20, küresel ticaret, vergileme, yolsuzlukla mücadele, çevre korunması gibi birçok konuda kararlar alıyor” dedi.

“KAMU BANKALARI KREDİ SIKINTISINI GİDERDİ”
2015 yılı içerisinde işverenlerin kredi sıkıntılarını kamu bankalarının giderdiğini belirterek, “Bu yıl kamu bankaları olmasa kredi sıkıntısı daha fazla olurdu. Türkiye genelinde kredi artışı özel bankalarda yüzde 24, kamu bankalarında yüzde 35. Merkez Bankası kredilerde frene basılmasını isterken, kamu bankaları gaza basmışlar. Antalya’da özel banka kredileri yüzde 16 artarken, kamu bankaları kredileri yüzde 63 artmış. Aksi halde bu yıl Antalya’da daha çok sıkıntı yaşardık” ifadelerini kullandı.

“ASGARİ ÜCRET ARTIŞINDAN OLUMSUZ ETKİLENECEKLER OLABİLİR”
Ak Parti’nin 1 Kasım seçimlerinden önce vaatlerinden birisi olan asgari ücretin bin 300 TL’ye çıkarılması da meclis gündemine geldi. Başkan Çetin, asgari ücret artışından asgari ücretlilerin ağırlıklı olarak çalıştığı iş yerlerinin olumsuz etkileneceğini söyledi. Artıştan olumsuz etkilenilmemesi için tavsiyelerde bulunan Çetin, “2016 yılının en önemli olaylarından birisi asgari ücret artışı olacak. Asgari ücretin artırılmasını destekliyoruz, ancak bu maliyetlerde sert bir artışa ve enflasyonda sıçramaya yol açmamalı. Hafta sonu yaptığımız ankette arkadaşlarımızın üçte ikisinde asgari ücretli çalışanların önemli düzeyde olduğunu ve bu arkadaşlarımızın ücret artışından olumsuz etkileneceklerini gördük. Bunun için de asgari ücret üzerindeki gelir vergisi düşürülmeli, kıdem tazminatı yükü kaldırılmalı, işveren prim payı oranı düşürülmeli. Ayrıca TOBB’un talep ettiği gibi vergi ve primini düzenli ödeyenlere teşvik gelmeli. Türkiye’de asgari ücret maliyeti Bulgaristan, Romanya gibi ülkelerden yüksek, kur artışıyla da Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyetine eşit düzeye geldi. Bu ülkeler ücret, eğitim, hukuk düzeni, teşvik avantajlarıyla son yıllarda önemli yatırım çektiler, birçok otomobil fabrikası o ülkelerde kuruldu. Dolayısıyla asgari ücret artışıyla birlikte üretim ve yatırımın önünü açacak bir program yürürlüğe konulmalıdır” dedi.

“CUMA HUTBESİNDE SAĞ AYAK SOL AYAK YERİNE TİCARET AHLAKI KONUŞULMALI”

İş ahlakında sıkıntılar olduğunu belirten ve bir bozulmanın söz konusu olduğunu belirten Davut Çetin, “Eğitim sistemimiz iyi insan olmayı öğretmeli. Hukuk sistemimiz sadece büyük suçları değil, etik dışı davranışları da caydırıcı olmalı. Cuma hutbelerinde ticaret ahlakı konuşulmalı. Tuvalete girerken sağ ayak, sol ayak meselesi yerine dürüstlük konuşulmalı. Sakız çiğnemenin oruç bozması kadar, yoksulluğun, yolsuzluğun, adaletsizliğin de oruç bozduğu söylenmeli. Vergi kaçırmanın Cuma namazını kaçırmak kadar önemli olduğu anlatılmalı. İslam dininde dedikodu yapmanın insan eti yemek metaforu ile yasaklandığı anlatılmalı” diye konuştu.

ATSO meclis üyesi ve aynı zamanda eğitimci olan Kenan Çelik, öğretmenlerin maaşlarının azlığından yakınarak şöyle konuştu:

“2 bin 500 TL aylık geliri var, yıllık 5 bin TL vergi veriyor ve bunlar maaşlarından direkt kesiliyor. Çocukları yetiştirdiğine inandığımız öğretmenlerin geliri bu kadar. Öğretmenlerimizin hem akıl hem de beden sağlığının yerinde olması için başka sorunlarla uğraşmaması için maaşlarının düzenlenmesi lazım. Öğretmenler çok seri üretiliyor bu ülkede. Doktor çocuğunuzun kafasında beyninde bir sorun olduğunda başına bir delik açıp içine girip iyileştirip çıkıyor. Ama öğretmenler çocukların kafasına delik açmadan beynine giriyor içine bilgiyi bırakıp çıkıyor. Aldığı maaş ise ortada.”
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.