Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasına sanık Kamil Tarık A. tutuklu bulunduğu Alanya Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılırken, müşteki Lütfü Salma, sanık avukatı ve yakınları salonda hazır bulundu. Kimlik tespitinin ardından söz verilen sanık Kamil Tarık A., iş yerinde yaklaşık 1 ay önce çalışmaya başladığını belirterek, “Ben uyuşturucu bağımlısıydım. 10 yıldır uyuşturucu kullanıyordum. Son zamanlarda psikolojik sorunlar yaşıyordum. Ailem beni doktora götürmek istedi, ben gitmedim. Manavgat’a hem uyuşturucu bağımlılığımdan kurtulmak hem de aileme maddi destek olmak amacıyla geldim” dedi.
“Müştekiden özür diliyorum”
Olaydan önce iş yerinde tartışma yaşandığını iddia eden sanık Kamil Tarık A., “Benim arada sigortamı yapmadılar. Ben bir hafta önce ayrılmak istedim bana sinkaflı sözler söylediler. Orada tartıştık, insanlar üzerime gelmeye başladı. Ben kendi canımı kurtarmak için rehin aldım” dedi.
Mahkeme başkanının ‘Olay nasıl oldu?’ sorusu üzerine sanık, “500 liraya esrar ve metamfetamin aldım. 3 gündür uyumuyordum. Bu maddenin etkisiyle bıçağı Lütfü Salma’nın boğazına dayadım. Sağlık görevlileri ve polisler de beni ikna edemedi. Gelen polisleri de beni öldürmeye gelen insanlar olarak gördüm. Çok pişmanım, müştekiden özür diliyorum” diye konuştu.
Müşteki Lütfü Salma ise, sanığın iş yerinde 15 gün önce çalışmaya başladığını söyleyerek, “Dışarı servis götürmüştüm. İçeri geldiğimde elinde iki tane bıçak vardı. ‘Ne yapıyorsun?’ diye sordum. 'Benim düşmanlarım var, Sefa beni sattı' dedi. Benden bıçak zoruyla para istedi. Cüzdanımı çıkardım, 300-400 lira vardı verdim. Sonra beni rehin aldı. Bıçaklardan birini boğazıma, diğerini belime dayadı. 'Beni bırak' diye yalvardım, bana 'Seni bırakırsam beni öldürecekler' dedi. Bıçağın birini attı, sonra beni boğazıma bıçak dayalı olduğu halde alışveriş merkezine kadar
götürdü. 'Seni öldüreceğim' diyordu. 5 saat boyunca beni rehin tuttu. Nasıl dayandığımı bilmiyorum” dedi.
Sanık avukatının görüntülerde yere düştüklerinin görüldüğünü söylemesi üzerine Lütfü Salma, “Ben ona saatlerce yalvardım beni bırakmadı. Saatlerce ayakta duracak halim yoktu ki. Ben yere düşünce kaldırıp boğazıma bıçak dayıyordu” diye cevap verdi. Lütfü Salma, “Beni boğazıma bıçak dayamış halde saatlerce tuttu. Beni boğazımdan yaraladı. Şikayetçiyim” dedi.
“Uyarılar ve çabalar sonuçsuz kaldı”
İş yeri sahibi Sefa Gökü de tanık olarak verdiği ifadede, olayın olduğu gece saat 02.00’de eve gittiğini, saat 05.00 sıralarında gelen telefonla iş yerine geldiğini, sanığı Lütfü Salma’nın boğazına bıçak dayamış halde gördüğünü ve hem kendisinin, hem polislerin ve sağlık görevlilerinin hem de diğer çalışanların uyarıları ve sakinleştirme çabalarının sonuçsuz kaldığını anlattı. Sanığın Lütfü Salma’yı boğazına bıçak dayalı vaziyette alışveriş merkezine kadar götürdüğünü söyleyen Sefa Gökü, “Sanık orada bana da sinkaflı cümleler kullandı” dedi.
Sanık avukatı Ömer Faruk Fesligil ise, müvekkilinin bu davranışını uyuşturucu etkisi altında yaptığını belirterek, tahliye talebinin olmadığını ancak müvekkilinin ruh ve sinir hastalıkları hastanesine sevk edilerek gerekirse yatarak tedavi edilmesini istediğini belirtti. Verilen aranın ardından mahkeme heyeti tutukluluk halinin devamına karar verdiği sanığın ruh ve sinir hastalıkları hastanesine sevk edilerek akıl sağlığının yerinde olup olmadığına dair rapor alınmasına karar vererek, dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Olay, geçtiğimiz 19 Eylül tarihinde Manavgat Bahçelievler Mahallesi Sorgun Bulvarı üzerinde bulunan bir restoranda yaşandı. Restoranda garson olarak çalışan Kamil Tarık A., gece saat 04.30 sıralarında mutfak bölümünde ustabaşı Lütfü Salman’ı boğazına dayadığı iki bıçakla rehin aldı. İş yeri sahibinin sigortasını yapmadığını iddia eden Kamil Tarık A., ustabaşının hiçbir suçu olmadığını, sigortasının yapılmaması nedeniyle böyle bir şeye kalkıştığını söyledi. Olay yerine gelen polisler, yaklaşık 1 saat boyunca Kamil Tarık A.'yı ustabaşıyı bırakması için ikna etmeye çalışsa da başarılı olamadı. İş yerinden çıkarak ustabaşının boğazında bıçak dayalı şekilde Sorgun Bulvarı'ndan çevreyolunu geçen şahıs, D-400 karayolu kenarında bulunan alışveriş merkezinin kapısına gelerek olaya burada devam etti. İkna çabaları sonuç vermeyince olay yerine Antalya’dan Özel Harekat polisleri çağrıldı. Özel Harekat polisleri çevrede gerekli önlemleri alırken, Kamil Tarık A.'yı ikna çabaları sonuç vermedi. Yaklaşık 4 saat devam eden rehine olayı sırasında Kamil Tarık A.'nın zaman zaman su istediği, suyu kendisi içtikten sonra ustabaşıya da içirdiği, sigara yakıp yine ustabaşıya içirdiği gözlendi. 4 saatin sonunda Kamil Tarık A.'nın bir anlık dalgınlığından yararlanan Lütfü Salman yanından uzaklaşırken, polisler Kamil Tarık A.'yı etkisiz hale getirdi. Boğazında kesikler oluşan ve üzerindeki kıyafet kan olan ustabaşı, 112 sağlık ekibi tarafından ambulansa alındı. Ustabaşı ambulansta yapılan ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırıldı. Polisler tarafından etkisiz hale getirilen Kamil Tarık A. polis aracına götürülürken, olay nedeniyle iş yerlerine giremeyen AVM çalışanları ve vatandaşlar zanlıya tepki gösterdi. Yaklaşık 5 saat süren rehine krizinin ardından gözaltına alınarak Emniyet Müdürlüğüne götürülen Kamil Tarık A., baro tarafından görevlendirilen CMK avukatının eşliğinde ifade verdi. İfade işlemlerinin tamamlanmasının ardından sağlık raporu alınan zanlı adliyeye sevk edildi. Kamil Tarık A.'nın verdiği ifadede, “Ben uyuşturucunun etkisi altındaydım. Ne yaptığımı bilmiyordum. Öldürme kastım yoktu, öldürmek isteseydim öldürürdüm” dediği öğrenildi. Savcı tarafından ifadesi alınan Kamil Tarık A., sevk edildiği nöbetçi sulh ceza hakimi tarafından ‘kasten yaralama’, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından tutuklandı.
Ustasının boğazına bıçak dayayıp rehin alan zanlıdan ‘akli denge’ raporu istendi
Ustasının boğazına bıçak dayayıp rehin alan zanlıdan ‘akli denge’ raporu istendi
Asayiş
Manavgat'ta 19 Eylül'de bir restoranda çalışan garsonun sigortasının yapılmadığı gerekçesiyle ustasını iki ekmek bıçağıyla rehin almasına ilişkin dava başladı. Mahkeme, sanığın akıl sağlığının yerinde olup olmadığına dair sağlık raporu alınmasına karar vererek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.