Sipahioğlu'na FETÖ soruşturmasına savcılık ne dedi?

Asayiş

Alanya Eski Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu'na yapılan FETÖ soruşturması ile ilgili mahkeme karara vardı. Sipahioğlu hakkında soruşturmaya gerek olmadığı açıklandı.

Alanya Adres/Özel Haber
Alanya'nın Eski Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu ve aynı dönemde görev yapan Abdullah Akbaş, Abdullah Akıllı, Emin Yücesan, Melike Şenli ve Sibem Ademoğlu gibi isimler dönemin Alanya Belediyesi Harita Müdürü Sinan Seydioğulları tarafından şikayet edilmişti. Sipahioğlu ve bahsi geçen isimler hakkında 29 Mayıs 2014 tarihinde savcılığa suç duyurusunda bulunan Sinan Seydioğulları, Alanya Belediyesinin imar planı yapımı ve uygulamasında kamunun zarara uğratıldığı ve haksız kazanç sağlanıldığını bildirmiş ayrıca FETÖ olarak bilinen vakıf tarafından kaçak ve ruhsatsız okullar yapılmasına izin verildiği gibi konularda şikayette bulunmuştu. 

SAVCILIK 'GEREK YOK' DEDİ

Konuyla ilgili Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Soruşturma Bürosundan flaş bir karar geldi. Alanya Adres'in elde ettiği kararda şu ifadelere yer verildi:

"Şüpheliler hakkında yapılan araştırmalar sonucunda şüphelilerin FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensuplarının gizli haberleşme ağı bylock kullanıcısı olmadıkları, şüpheliler hakkında yapılan sosyal medya araştırmalarında herhangi bir tespit yapılamadığı, SGK kayıtlarında herhangi bir olmsuzluğun olmadığı, MEBSİS Özel Yurtlar Modülündeki 'Öğrenci Listesi KHK' sorgulmasında herhangi bir kaydın bulunamadığı, şüphelilerin FETÖ'ye müzahir kayıtlarının bulunmadığı, şüphelilerden Abdullah Akıllı'nın Bank Asya'da hesabının bulunduğu 2013 Ocak ve Şubat aylarında hesabının 11 bin 199 TL 03 Kuruş olduğu, 2013 Mart ayından itibaren ise hesabının sıfır olduğu, ayrıca aktif kredi kartı kullanımının bulunmadığı, diğer şüphelililerin Bank Asya'da herhangi bir hesabı bulunmadığı, şüphelilerin örgütün sohbet ve toplantılarına katıldıklarına dair tespit yapılamadığı, örgüt iltisaklı yut dışına çıkış yaptıklarına dair bir delil elde edilemediği tespit edilmiştir. 

Yargıtay kararında işaret edildiği üzere, örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeye ifade etmektedir. Örgüt üyeliği teminatı olan bir suçtur. Örgüte üye olmak kişinin rızasıyla örgütün hiyerarşik düzenine dahil olmasıdır. Örgütle organik bağ kurup, faaliyetlerine katılmasıdır. Organik bağ canlı, geçişken, etkin, emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Sadece örgüte sempati duymak bu suçu oluşturmaz. 

314/2 fıkrada tanımlanan silahlı örgüte üye olma suçunun manevi unsurunu, silahlı örgütün gayesini bilerek ve benimseyerek bu örgüte girme iradesi oluşturmaktadır. Failin örgütün gayesini bilerek ve benimseyerek olup olmadığı, onun iç alemini ilgilendiren bir husus olduğundan bu durumun kanıtlanması, ancak iradenin bir dışa yansıması olan dış aleme yansıyan hareketleri veya bunu bilen bir tanık anlatımı veya aynı kanaati verebilecek diğer kanıtlarla anlaşılabilir. Bu itibarla, failin sadece örgütün benimsediği siyasal görüşe ve ideolojiye sahip olması, yakınlık duyması, yani örgütün sempatizanı olması, soyut olarak örgüte ve ideolojisine ait eserleri okuması, bulundurması ve sınırlı eylemleri; onun silahlı örgütün üyesi sayılmasını kabule elverişli değildir. Sanığın örgütün gayesini benimsediğini açığa çıkaracak nitelikte hareketinin saptanması gerekir. Belli amaçları silahlı olarak gerçekleştirmeyi 'özel kast' ile bilerek ve isteyerek kabul etmek ve bu suçun manevi unsurunu oluşturduğuna göre herhangi bir duraksamaya yer vermeyecek şekilde, failin bu özel kastının dosyadaki kanıtlarla hukuken belirgin olması gerekir. 

Yargıtay Yüksek 9. ve 16. Ceza Dairelerinin uygulamasında silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. 

Yapılan araştırmalar sonucunda şüphelilerin örgütle organik bağ kurup, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem faaliyetlerde bulunduklarına, bir başka deyişle silahlı terör örgütüne üye olduklarına dair haklarında kamu davası açılmasını gerektirir yeterli şüphe oluşturacak delil bulunmadığı incelenen evrak kapsamında anlaşılmıştır. 

Açıklanan nedenlerle şüpheliler hakkında üzerlerine atılı suçtan dolayı kovuşturmaya yer olmadığına kesin olarak karar veilmiştir."
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.