Olay, 4 Aralık 2017 tarihinde Kepez ilçesinde meydana geldi. Boyacılık işi ile uğraşan Sedat Uluışık (38), şiddetli geçimsizlik nedeniyle Sultan Uluışık’la bir süredir ayrı yaşamaya başladı. İddiaya göre, şiddet uyguladığı gerekçesiyle ailesi tarafından şikayet edilen Sedat Uluışık, cezaevine gönderildi. Uluışık, 3 Aralık 2017’de Dalaman Cezaevinden firar etti ve otostop çekerek eşiyle görüşmek için Antalya’ya geldi. Firarından bir gün sonrası akşam saatlerinde eşinin yaşadığı annesinin evine gelen Uluışık, yine iddiaya göre, eşi Sultan Uluışık’la bir erkek olduğunu gördü. Aldatıldığını düşünen Sedat Uluışık, mutfaktan kaptığı ekmek bıçağıyla önce M.S.Ö.’yü 5 yerinden, ardından eşini 7 yerinden bıçakla yaralayarak, olay yerinden kaçtı.
2 çocuk annesi Sultan Uluışık ve M.S.Ö. hayatını kaybederken, Sedat Uluışık ise gözaltına alındı. Sedat Uluışık, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak, cezaevine gönderildi.
“Gördüklerimi gururuma yediremedim”
Geçtiğimiz yıl Eylül ayında 10. kez görülen duruşmada, sanık Sedat Uluışık, diğer duruşmalardaki savunmasını tekrarlayarak, “Aldatılan ben oldum. Kandırılan ben oldum. İhanete uğrayan ben oldum. İkisini de yakalayan ben oldum. Erkek olarak gözyaşı döktüm. Çok ağrıma gitti. Eşimi çok seviyordum. Bir başkasıyla çırılçıplak görünce dayanamadım. Kendimden geçtim. Onları o halde görünce ikisinin yüzüne tükürüp gidemedim. Bunu yapamadım. Çoluk çocuğum var. Gördüklerimi gururuma yediremedim. Aklım başımdan bir anda gitti. Amacım öldürmek değildi. Pişmanlığım devam ediyor. Bu halde karşınıza çıkmak istemezdim. İlahi adalete güveniyorum. Takdir mahkemenizindir” ifadelerini kullandı.
Uluışık’ın savunmasının ardından mahkeme heyeti karara bağlamak üzere duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
“Rüyama girip, ‘sizi öldürmeye geldim’ dedi”
Bir sonraki duruşma öncesi İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açıklamalarda bulunan Sultan Uluışık’ın annesi Aysen Kara, cinayet gününden bir gün öncesi rüya gördüğünü söyledi. Kara şunları söyledi:
“Ben de o günden bir gün öncesi kötü kötü rüyalar gördüm. Kızıma, ‘Sultan bu durum iyiye gitmiyor. Bunun burada olduğunu gördüm.' dedim. Önce rüyama girdi ve ‘sizi öldürmeye geldim’ dedi. ‘Sen kimsin?’ dediğimde uyanıverdim. Ardından kızımla pazara geldik. Ben kasaları toplarken, arkamdan birisi geldi. ‘Ben geldim’ dedi. Sen ne cesaretle geldin buraya, cezaevinde değil miydin?’ dedim. Firar ettiğini söyledi. Sonra koşarak kızımın yanına gittim. Onun burada olduğunu söyledim.”
“Gitmemesini söyledim ama dinlemedi”
Olay gerçekleşmeden önce kızının lavaboya gitmek için yanından ayrıldığını anlatan Kara, “Sultan lavaboya girmek için eve gitti. Ben camiye gitti sanıyordum. Gitmemesini söyledim ama dinlemedi. Ardından eve gittiğimde bir sürü polis gördüm. Kızımın her yerinden bıçaklamış. Pazarcı adam Sultan’ı takip etmiş. Yardım etmek için oraya gitmiş. Eve geldiğimde bir baktım her yerde polis vardı. Kızımı bıçaklamış, ‘imdat’ diye bağırdığında pazarcı adam kurtarmaya girmiş. Güya pazarcıdan şüphelenmiş. Adamı da bıçaklamış” dedi.
“Çocukları annelerinin öldüğünü bilmiyor”
Damadının çocuklara sürekli şiddet uyguladığını ileri süren Kara, bu yüzden onların küçük yaşta çocuk esirgeme kurumuna verildiğini söyledi. Torunlarının annelerinin öldüğünden haberi olmadığını belirten Kara, “Annelerini sağ diye biliyorlar. 8-9 yaşına kadar söylemeyeceklerdi. Doktorlar daha sonra söyleyeceklerini belirttiler. ‘Bizim babamız, annemiz de, babamız da sensin’ diyorlar bana. Durumum iyi olmadığı için çocuklarımı ben alamadım” diye konuştu.
Vasiyeti: "Beni dedemin yanına gömün”
Kızının ölmeden önce vasiyetinin olduğunu söyleyen Kara, “Kadınlarla toplanıyorduk, ‘oradaki arkadaşlarınla helalleşeceğim anne’ demişti. ‘Rüyamda babamla dedemi gördüm, onlar beni çağırıyor’ dedi. ‘Beni babamın yanına değil, dedemin yanına gömün’ diye de vasiyet etti. Biz de yerine getirdik” ifadelerini kullandı.
“Benim gömdüğüm pancar kökü değil”
Kara, yeniden görülecek olan duruşmaya katılmak istemediğini de vurgulayarak, “Onun idam edilmesini istiyorum. En son duruşmaya girdiğimde kalp krizi geçirecektim. Onu gördüğümde çocuğumu hatırladım. Çocuğum gözümün önüne geldi. Unutamıyorum da. Çocuklarının fotoğraflarını görüyorum, unutamıyorum. Olay olalı 3 sene oldu, benim çocuğum gözümün önünden gitmiyor. Gidesim de var ama Serik'e gidecek param yok. Benim gömdüğüm pancar kökü değil” diyerek gözyaşı döktü.