Olay, 11 Ekim 2019’da Kemer ilçesinde meydana geldi. İddialara göre, Poyraz Ç. ve 7 yıl önce boşandığı ama birlikte yaşamaya devam ettiği Oya Aydoğdu arasında tartışma yaşandı. Poyraz Ç., Oya Aydoğdu’nun G.K. ile ilişki yaşadığını ileri sürerek, önce genç kadını boğazından, G.K.’yı ise vücudunun çeşitli yerlerinden bıçaklayarak yaraladı. Olayın ardından Poyraz Ç., tutuklanarak cezaevine sevk edildi. Antalya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Poyraz Ç., müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Savunmasında Aydoğdu ile 2008 yılında evlendiklerini anlatan Poyraz Ç., “Evlendiğimizde 2008 yılıydı, birlikte yaşamaya başladık, bir çocuğumuz oldu. Belli bir süre sonra ben Oya'nın eski çevresine yine devam ettiğini fark etmem nedeniyle yine beni aldattığına ilişkin yaptığım tespitler doğrultusunda kendisi ile boşanmaya karar verdim ve bu şekilde 2012 yılında boşandık. Mahkeme sürecinde de anlaşmalı boşandık, velayet onda kaldı. Ben küçük olan çocuğumun yaşantısını da takip etmek zorunluluğundan dolayı çocuğun da daha iyi bir ortamda yetişmesi için 5-6 ay sonra Oya'ya çocuk için tekrar bir araya gelmeyi ve eskiden olanları unutmayı teklif ettim. Bu şekilde konuştuk, daha sonra özellikle 2012 yılının sonuna doğru tekrar bir araya geldik, aynı evde yaşamaya başladık, yaşantımız sırasında tekrar resmi olarak evlenmememizin nedeni birbirimize zaman verip kendimizi hazır hissettiğimizde evlenmekti” dedi.
Daha sonra İstanbul’dan Antalya’ya taşındıklarını ifade eden Poyraz Ç., burada emlakçılık yapan G.K. ile tanıştıklarını söyledi. Sanık, G.K. ile yakın olmaya başladıklarını, aile olarak görüştüklerini belirtti.
Olaydan birkaç gün önce eski eşi Oya Aydoğdu’nun çocuğunu bırakmak için okula gittiğini anlatan Poyraz Ç., “Normalde beni uyurken rahatsız etmez, o ara beni aradı, tahmin ediyorum, uyuyup uyumadığımı kontrol etmek için aradı. Ben ne olduğunu sorduğumda, anlamlı bir şey söylemeden kapattı. Sonra ben tekrar ısrarla aramama rağmen telefonu cevaplamadı. Bir süre sonra çocukların olduğunu söyleyerek cevapladı, bu sırada ben normalde bakmadığım konuma bakıyordum. Konum ile 700-800 metre okuldan farklı bir yeri gösteriyordu, ben bu konumu sürekli ekran görüntüsü alarak telefona kaydettim. Bu durum da beni şüphelendirdi, hatta konum olan yer G.K’nın kiralık olarak verdiği yerlerden bir tanesiydi” dedi.
“‘Sukut ikrardandır’ düşüncesi ile bu kez elime bıçak aldım”
Konuyu eski eşiyle konuşmaya karar verdiğini belirten Poyraz Ç., savunmasına şöyle devam etti:
“Çocuklar ve annem yattıktan sonra zaten ben uyuşturucunun da etkisi ile uyumuyordum, uyanık kalıyordum. Oya da uyuyordu, kendisini uyandırdım. Salona geçerek kendisi ile konuşmaya başladık. Bu sırada ben telefonuma ses kaydı almaya başladım, kendisi ses kaydı aldığımdan haberi yoktu. Amacım çocuklarımın velayetini temin etmekti, özellikle de Oya'yı korkutarak kimle ilişkisi olduğunu öğrenmekti. Ben eşimi tanıdığım için bu kadar şüpheden eşimin özellikle başkaları ile ilişkisi olduğu yönünde emindim. Zira telefonunun bir çok geçmişini geri getirmiştim, oradan bir çok whatsapp, messenger instagram gibi görüşmelerin silindiğini fark ettim. Ancak fotoğraf, video ya da karşılıklı yazı şeklinde bir yazışma yoktu. Zira bunların geri getirilmesi mümkün değildir, eşim zaten sosyal medya kullanan birisi değildir. Daha önce de söylediğim gibi, amacım kendisini korkutarak gerçekleri söylemesini sağlamaktı. Bıçağı almadan önce bir ilişkisi olup olmadığı ya da ilişkisi varsa kiminle olduğunu sordum. Kendisi sukut edince, ‘sukut ikrardandır’ düşüncesi ile bu kez elime bıçak aldım, bıçak ile kendisini bu konuda zorlamaya başladım. Hatta çevremizde bildiği isimleri saymaya başladım, bu anlamda, ‘G.K’mı? Enes mi? Muharrem mi? Adem mi? şeklinde saymaya başladım, devam eden süreçte kendisi bir anda ‘G.K.’ dedi, ben nasıl olduğunu sorduğumda ses kayıtlarında da olduğu şekilde anlattı.”
G.K’yı nasıl bıçakladığını anlatan Poyraz Ç., “G.K’nın evine gittim. G.K., bıçağı görünce ben önce kendisine ‘Oya her şeyi anlattı yürü karakola gidiyoruz sapık’ dedim, daha sonra benle onun arasında bir arbede yaşandı, özellikle G.K. bıçağı kavramıştı, mevcut yaralanmaları bundan kaynaklanmış olabilir” dedi.
“Kan kusuyorum”
Pişman olduğunu ifade eden sanık Poyraz Ç., “Ben düzenli bir işi ve aile yaşantısı olan bir insanım. Böyle şeyler olsun istemezdim, tekrar söylediğim gibi tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum, ben şuanda cezaevinde kan kusuyorum, teşhis olarak ta psikolojik olduğunu söylüyorlar” diye konuştu.
Mahkemenin kararıyla, sanık Poyraz Ç. salondan çıkarılarak, Oya Aydoğdu’nun ifadesi dinlendi. Eski eşinin uyuşturucu kullandığını söyleyen Aydoğdu, evli kaldıkları sürece Poyraz Ç.’nin kendisini aldattığını, bu nedenden dolayı 2012 yılında boşandıklarını belirtti.
“’Bebeğim kalk her şey açığa çıktı’ diye uyandırdı”
Poyraz Ç.’nin yaptıklarına dayanamayarak, ilaç içerek intihar etmeye kalkıştığını söyleyen Aydoğdu, savunmasına şöyle devam etti:
“14 tane içtikten sonra çocuğum içeri girdi. Ben de ikinci 14 taneyi içmedim, Ertuğrul'u görünce bir anda kendime geldim. Kayınvalideme, ‘ilaç içtim ölmek istemiyorum’ dedim. Kayınvalidem doktora götürmeyi teklif etti ancak intihar kayıtlarına girmesin diye çocuğum da olduğu için ben kabul etmedim. Poyraz da bana bir şey olur düşüncesi ile başıma kalırsın diyerek beni iki gün boyunca yani 8 ve 9 Ekim’de uyutmadı. 10 Ekim’i 11 Ekim’e bağlayan gece ben uyudum, saat 01.20 sıralarında ‘bebeğim kalk’ şeklinde beni uyandırdı. Benim telefonum kendisinin elindeydi, sürekli onu karıştırıp bir şeyler yapıyordu. ‘Kalk her şey açığa çıktı’ deyince ben bir anda afalladım, zira açığa çıkacak bir şey yoktu. Beni salona çekti, o arada kendisinin elinde av bıçağı vardı, bıçağı bıraktı. Pantolonu giydi ve ‘kalk seni ormana götüreceğim, seni keseceğim’ dedi. Ben ağlayıp yalvarmaya başladım, bana ‘her şey açığa’ çıktı diyor. Ben de, ‘ne açığa çıktı? bana da göster’ dedim. Telefona bakıyoruz, elimizde detaylı faturamızda vardı. Telefondan silinse buradan silinmez, telefona bakıyor. ‘Evet burada, haklısın burada haklısın’ şeklinde konuşmasına rağmen sonradan, ‘bana söyleyeceksin birisi var, beni aldatıyorsun’ diye baskı kuruyor. Elindeki bıçak hiç inmiyor, bir elinde telefon bir elinde de bıçak vardı. ‘Aldatmıyorum’ diye ağlamaya başladığımda ilk yumruk attı dudaklarım patladı. Ben o gün ‘yapmadım’ diye ısrarcı olmama rağmen bunu cevap olarak kabul etmiyordu. Hatta, ‘ben telefon sende kalsın. Neyi varsa baktır’ şeklinde söylememe rağmen ‘yapmadım’ cevabını kabul etmiyordu. Bıçağın arka tarafı ile kafama vurdu, yine bir tane vurarak dişimi kırdı, ben yine ‘yapmadım’ diyordum. ‘G.K.’mı? Enes mi?’ diye sordu. Ben şok oldum, ‘madem ortaya çıktıysa nasıl isim soruyorsun’ dedim. Sürekli, ‘bıçak elinde üç saniyen var söyleyeceksin, üç saniyen var söyleyeceksin’ diye diye bıçağı boğazıma dayadı. Acısını hissedince onun istediklerini yapmaya karar verdim. Zaten sürekli sorunca bende G.K. dedim. Enes yukarıda oturduğu için Enes'i söylemedim, G.K’nın evi uzak olunca ben onu söylemek zorunda kaldım. Çünkü bana, ‘isim verirsen seni kesmeyeceğim’ demişti.”
“Öl Oya öl’ diyerek bıçakla boynumdan vurdu”
Poyraz Ç.’nın ses kaydı açarak, kendisini G.K. hakkında çeşitli iddialara bulunmasına zorladığını ileri süren Oya Aydoğdu, “’Poyraz’ dedim gözünün içerisine baktım. Bunun üzerine o ağlıyor gibi yaptığı için sehpanın önünde çömeldi gözümün içine bakarak, ‘öl Oya öl’ diyerek bıçakla boynumdan vurdu. ‘şöyle bir bıçak alıp G.K.’yı öldüremedin mi’ dedi, ben vurduktan sonra sıcaklığı hissettim, sonra kendimi korurken de kollarım parçalandı. Yine göğsümden darbe aldım, olayın sıcaklığı ile hissetmediğim için ne yaptığımı tam hatırlayamıyorum. Annesi içeri girdi, o sırada elinde bıçak bana saplamaya çalışıyordu. Annesi geldi, onu üstümden aldı. Ben sadece böyle bir leke ile canımın alınmaması için dua ettim, Ayşe'ye kaçtım, Ayşe ve eşi ambulans çağırdı” diye konuştu.
25 yıldır Göynük’te yaşadığını ifade eden G.K. ise 18 yıldır esnaflık yaptığını belirtti. G.K., “Beni Göynük’te herkes tanır. Poyraz ile de annesinin benden ev kiralaması nedeniyle tanıştım. Kendisi oğlunun kötü arkadaş yanlış ticaret nedeniyle ekonomik olarak sıkıntıda olduğunu ve burada yeni bir düzen kurmak istediklerini söylediler, hatta beni de oğlu ile tanışıp ilgilenmemi isteyen annesidir. Bu şekilde kendisine ev kiraladım, ailecek de görüşmeye başladık. Zaman zaman köylerden bana gelen fazla meyve sebze türü şeylerden ben başka dostlarıma olduğu gibi bıraktığım olmuştur. Kesinlikle eşi ile benim hiç bir şekilde duygusal yada başka bir şekilde ilişkim olmamıştır, böyle bir şey söz konusu olamaz, hiç bir şekilde telefonlaşmam mesajlaşmam söz konusu değildir” dedi.
Mahkeme heyeti ise sanığın tutukluluğunun devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.