Kepez ilçesinde 28 Eylül'de yaşanan olayda iddiaya göre S.T., kendisinden ayrılan Zehra Demir'i sürekli tehdit ederek yaşadıklarını ailesine anlatacağını söyledi. S.T. bir süre sonra genç kızın evine gelip kapı ziline bastı. Zehra'nın iki kardeşi kapıya inerek S.T.'nin gitmesini istedi. S.T. ve aile bireyleri tartışırken Zehra Demir, olayları ailesinin diğer fertlerinin öğrenmesi korkusuyla dördüncü kattan beton zemine atladı. Genç kız, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
Olay günü Demir ailesine bıçakla saldırdığı iddia edilen S.T., 29 Eylül'de 'intihara yönlendirme' suçundan tutuklandı. Antalya 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, 4 Ekim günü, intihara yönlendirme suçuna 4 yıldan 16 yıla kadar hapis cezası öngörüldüğünü ve davanın Asliye Ceza Mahkemesinde görülmesi gerektiğini vurgulayarak görevsizlik kararı verdi. S.T, ‘suçun mahiyetinin değişme ihtimali, delil durumu ve tutuklamanın tedbir oluşu' dikkate alınarak tahliye edildi.
Antalya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülen duruşmaya, uyuşturucu ticareti yaptığı iddiasıyla tutuklanan S.T., maktulün annesi Gülten Demir, babası Hakim Demir ve taraf avukatları katıldı. Diyarbakır’da 'uyuşturucu ticareti yapmak' suçundan tutuklanan S.T., duruşmada SEGBİS sistemiyle hazır bulundu.
Gülten Demir, sanığa en ağır cezanın verilmesini talep ederken, Hakim Demir ise, “Bir buçuk yıldır öfkemiz karşılık bulmuş değildir. Böyle bir insanın topluma faydası olmaz. Cezalandırılmasını istiyorum” dedi.
Müştekilerin avukatı Hadi Cin de, davada gelinen aşamaya değinerek, esasa ilişkin mütalaanın verilmesi gerektiğini söyledi.
Dosyadaki delillerin toplandığını kaydeden Hadi Cin, “Önceki duruşmalarda sanık, tanıklara ve aileye hakaret etmesine rağmen bu durum tutanağa geçmemiştir. Sanığın beyanları alınırken SEGBİS kaydının açılmasını veya söylediklerinin zapta geçmesini talep ediyoruz” dedi.
“Bu hususta bir mütalaa bekliyoruz”
Hadi Cin, “Sanığın maktulü darp etmesi, dışarıya çıkarması, kafeyi basması, taksiyle giderken takip etmesi, Zehra’yı kaçıracağından bahsederek araba da hazırladığını, Elmalı’ya kaçıracağını belirtmesi, maktulün kardeşiyle yapacağı görüşmede, ‘sizin orada kıyamet kopacak’ demesi, iffetini zor durumda bırakması ve bıçakla kapıya dayanarak, TCK’nın 84. Maddesindeki fiili tüm unsurlarıyla gerçekleştirdiği kanaatindeyiz. Bu hususta bir mütalaa bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, dosyanın mütalaa hazırlaması için savcıya verilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi. Duruşma sonrası açıklamalarda bulunan avukat Hadi Cin, sanığın atılı suçtan tutuklanmasını talep ettiklerini, bir önceki duruşma öncesinde ise sanığın uyuşturucu ticaretinden tutuklandığını kaydetti. Cin, “Sanığın başka dosyaları da bulunuyor. Sanık duruşmaya SEGBİS bağlantısı ile katıldı. Yine aileyi, tanıkları suçladı. Suçlamayı kabul etmedi. Biz bu duruşmada karar bekliyorduk. Ancak, savcı esas hakkındaki mütalaayı hazırlaması için dosyanın kendisine tebliğ edilmesini istedi. Biz dosyanın tamamlandığını düşünüyoruz. O yüzden mevcut delillere göre karar verilebileceğini düşünüyoruz. Bunu mahkemeye anlattık. Duruşma 25 Şubat’a ertelendi. 25 Şubat’tan önce savcı mütalaasını verirse, o mütalaayı bize tebliğ edecek. Dolayısıyla biz sanığın TCK'nın 84'üncü maddesinde yer alan 'Kişileri cebir veya tehdit kullanarak, intihara mecbur edenler kasten öldürmeden sorumlu tutulur' hükmünde cezalandırılmasını istiyoruz” dedi.
Adalet Bakanlığına seslenen baba Hakim Demir, konuyla ilgilenilmesini talep etti. Demir, “Benim canım yandı, başkasının canı yanmasın. Böyle kişiler ne topluma, ne de devlete hiçbir faydası olmayan insanlardır” diye konuştu.